Form, VRF ürün grubunda Türkiye’deki en yüksek stok miktarına sahip firma oldu

 

Ülkemizde neredeyse tüm sektörlerde, ürün taleplerine hızlı cevap verilmesi gerektiğini söyleyen Form MHI Klima Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ Genel Müdürü Zafer Sarı, Form tarafında bu alanda neler yaptıklarını şu cümlelerle dile getirdi: “Bu durumu göz önünde bulundurarak tedarik zincirlerindeki kırılmaların ve ürünlerin teslimindeki gecikmelerin önüne geçmek adına ürün stok seviyemizi yüzde 25 oranında arttırdık. Bu da bizi VRF ürün grubunda açık ara farkla Türkiye’deki en yüksek stok miktarına sahip firma yaptı. İleriki dönemde de stoklarımızı arttırarak pazardan gelen talepleri zamanında ve eksiksiz biçimde karşılıyor olacağız. Bunlara ek olarak titizlikle ele aldığımız satış sonrası hizmetlerimiz de pazardaki konumumuzu güçlendirmede önemli bir role sahip.”

Artık taze havayla çalışan sistemler ön plana çıktığı için VRF’nin geleceğine yönelik nasıl bir yorumlamada bulunursunuz?

VRF sistemleri kendine has avantajlarını halen koruyor. Bu özelliklerinin yanında güncel teknoloji ve ihtiyaçlara da uyum sağlamakta oldukça başarılı bir sistem olarak konumlanıyor. Günümüzde taze hava ile çalışan iç üniteler, DX bataryalı ısı geri kazanım cihazları ve DX klima santralleri ile güncel kalmaya devam edecektir. İleride bu ihtiyacın giderek artacağına ve Form olarak üstün teknolojili VRF ürünlerimizin daha fazla tercih edileceğine inanıyoruz.

Isı pompası uygulamaları son dönemlerde iklimlendirme sektöründeki birçok şirketin ağırlık verdiği alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Sizce bu alanda önümüzdeki yıllarda ne gibi yenilik ve gelişmeler yaşanır?

Isı pompasının tarihine baktığımızda, çok eski yıllara dayanan bir teknoloji olduğunu görüyoruz. Ülkemizde ilk uygulamalarının 1990’larda yapılmasıyla birlikte her geçen gün gelişerek bugünün en önemli sorunlardan birinin çözümüne hizmet etmeye başladı. Gerek fosil yakıtların tükenmeye başlaması gerekse yakıt fiyatlarındaki ciddi artış ısı pompası prensibinin avantajlarının fark edilmesini sağladı. Bu doğrultuda yakın gelecekte bir seçenek olmaktan çıkıp düşük enerji tüketimi ile tüm konut ve binalarda kullanılması zorunlu bir sistem haline geleceğine inanıyoruz. İklimlendirme sektöründe bu alanda öncü bir marka olarak biz de çevreyi koruyan ve sürdürülebilir bir çözüm olan ısı pompalarının tercih edilmesini sağlamaya özen gösteriyoruz.

European Heat Pump Association (EHPA) verilerine göre, 2021’de Avrupa’da ısı pompası satışları tüm zamanların en yüksek seviyesi olarak yüzde 34 arttı. 21 ülkede 2,18 milyon ısı pompası ünitesi satıldı. Bu rakam, 2020 yılında aynı ürün grubunda gerçekleşen satışın yaklaşık 560.000 adet daha fazlası. Bu, AB’de toplam kurulu ısı pompası sayısını 16,98 milyona çıkarıyor ve ısıtma pazarının yaklaşık yüzde 14’ünü kapsıyor. 2022 yılı için Avrupa ısı pompası pazarı yeni bir rekor kırdı ve yaklaşık 3 milyon ünite satıldı. Avrupa Isı Pompası Derneği tarafından toplanan 2022 rakamları, yıllık satışlarda bir önceki yıl görülmemiş olan yüzde 34’lük artışın üzerinde, neredeyse %38’lik bir büyümeyi gösteriyor. Avrupa’daki konut ve ticari binaların yaklaşık yüzde 16’sına ısıtma sağlıyorlar.

Isı pompalarının gelişen teknoloji ile 78-80 °C gibi yüksek sıcaklıkta su üretebilmeleri sayesinde önümüzdeki dönemlerde mevcut tesisat ve radyatörleri değiştirmeden kombilerin yerini almaları ve daha yüksek sıcaklıkta ihtiyaç duyulan endüstriyel uygulamalarda da yaygınlaşacağı öngörülüyor.

30’un üzerinde firmanın VRF pazarından pay almak için rekabet ettiği bir ortamda, pazardaki konumunuzu güçlendirmek ve pastadan daha fazla pay almak için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz? Sizin rakiplerinizden ayrıştıran farklılıklar neler?

İklimlendirme sektöründe yer alan ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden neredeyse tüm markalar VRF alanında da hizmet veriyor. Bu zorlu rekabet ortamında Form olarak birçok güçlü yanımız olduğunu söylemek mümkün. Başta Form çatısı altında yer alan, Form MHI Klima Sistemleri’nde Mitsubishi Heavy ile olan ortaklığımız üstün Japon teknolojisini 58 yıllık sektör tecrübemize entegre etmemize imkân tanıyor. Bu birleşimin ortaya çıkardığı ürünlerimizde önem verdiğimiz enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik bizi VRF alanında sektörün başı çeken firması haline getiriyor.

Ülkemizde neredeyse tüm sektörlerde ürün taleplerine hızlı cevap verilmesi gerekiyor. Bu durumu göz önünde bulundurarak tedarik zincirlerindeki kırılmaların ve ürünlerin teslimindeki gecikmelerin önüne geçmek adına ürün stok seviyemizi yüzde 25 oranında arttırdık. Bu da bizi VRF ürün grubunda açık ara farkla Türkiye’deki en yüksek stok miktarına sahip firma yaptı. İleriki dönemde de stoklarımızı arttırarak pazardan gelen talepleri zamanında ve eksiksiz biçimde karşılıyor olacağız. Bunlara ek olarak titizlikle ele aldığımız satış sonrası hizmetlerimiz de pazardaki konumumuzu güçlendirmede önemli bir role sahip.

Sizce doğru VRF seçimindeki belli başlı kriterler neler? Proje firmalarına bu seçimleri yaparken hangi noktalara dikkat etmelerini öneriyorsunuz?

Her üründe olduğu gibi VRF seçiminde de yalnızca ürünün özelliklerine bakılarak değil, uygulanacağı proje ve alana da bakılarak karar verilmesi gerekiyor. Uygulanacak olan projenin ihtiyacı olan ısı kazancı hesaplanarak bu değerlere karşılık gelen bir cihaz seçilmesi verimlilik açısından önemli bir nokta.

 

Bayi yapılanmanızdan bahseder misiniz? Önümüzdeki dönemde bayilerinize yönelik neler yapmayı planlıyorsunuz?

Günümüzde iklimlendirme ürünlerine talebin artmasıyla doğru orantılı olarak biz de her yıl istikrarlı bir şekilde bayi sayılarımızı artırıyoruz. Geçtiğimiz yıl 80 civarında konsept mağazamız bulunurken bugün itibariyle 100’ü aşkın konsept mağazamızda son tüketiciye dokunuyoruz. 2023 yılında da bu sayıyı arttırmak ve henüz ulaşamadığımız pazarlarda görünür hale gelebilmek hedeflerimiz arasında yer alıyor.

İş ortaklarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz? Önümüzdeki sürece ilişkin çeşitli hikayelerin ortalıkta dolaştığı şu dönemlerde, iş ortaklarınızın motivasyonunu yüksek tutmak adına öneri ve argümanlarınız neler?

Bulunduğumuz dönem pek çok belirsizliği içerisinde barındırıyor. Yalnızca iklimlendirme sektörü için değil tüm sektörler için geçerli olan bu durum şirketlerin kendilerine en uygun gördükleri şekilde bir planlama yapmasını gerektiriyor. Biz Form olarak bu belirsizlik durumunun önüne geçebilmek adına 2023 yılını iki ayrı yıl olarak değerlendirme kararı aldık. Bu sayede önümüzdeki süreçte karşımıza çıkan fırsatları değerlendirirken aynı anda ön göremediğimiz riskleri de minimize edeceğiz.

Yetkili servislerinize her yıl uygulamalı eğitimler veriyorsunuz. Bu eğitimlerin kapsamından ve sizin için öneminden bahseder misiniz?

Form olarak tüketicilerimize bütünsel bir hizmet sağlıyoruz. Bizim için yalnızca kullanıcılarımıza sağladığımız ürünün kalitesi değil satış sonrası verdiğimiz hizmet de önemli. Bu sebeple Form çatısı altında bulunan her çalışanımıza değer veriyor ve gelişimlerini önemsiyoruz. “Servis Kalitemizi arttırmak ve işleyişimizi daha verimli hale getirmek için neler yapmalıyız?” konu başlığı altında Form’un tüm firmalarında satış sonrası hizmetlerini iyileştirecek eğitimler sağlıyoruz. 2023 yılında da insan kaynağına verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak eğitim sayılarımızı arttırarak devam ettireceğiz.

Önceki İçerikZ kuşaklarının iş hayatındaki yeri, beklentileri, yönetilirken dikkate alınması gereken özellikleri
Sonraki İçerikPNOSAN Group, vana sektöründe adını dünyaya duyurmaya devam ediyor