Refkar, yeni fabrika yatırımıyla global arenada gücüne güç kattı

Refkar’ın 2022’nin başında yaptığı yeni fabrika yatırımı ile üretim kapasitesi, hızı ve kalitesi anlamında önemli bir avantaj elde ettiğini söyleyen Refkar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Herman Haçaduryan, bu yatırım sayesinde uluslararası pazardaki imajlarının daha da kuvvetlendiğini belirtti. Bunun ihracat tarafında da önemli sonuçlar getirdiğine vurgu yapan Herman Haçaduryan, “Refkar olarak, pandemi öncesine göre ihracat hacmimizde yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme elde ettik” dedi.

Pandeminin ardından 2022 yılının ilk yarısında toparlanma başlasa da ikinci yarısında iç pazarda yaşanan enflasyonist ortam nedeniyle tekrar daralmalar söz konusu oldu. Refkar bu durumdan nasıl etkilendi, etkileniyor? 2022 yılı sizin için genel hatlarıyla nasıl bir yıldı?

2022 yılında iç pazarda bir daralma ve stabil olmayan koşullar söz konusuydu. Ancak iklimlendirme sektörünün de ihracat oranları arttı. Dolayısıyla firmalar, iç pazarda yaşanan kaybı, ihracat ile dengeleyebildi. Artan maliyetler ve döviz kurlarındaki volatilitelerden elbette iç pazar etkilendi ancak sektör, bu durumdan ötürü büyük bir etki almadı diye düşünüyorum. Genel çerçevede iç pazar ve dış pazar oranları karşılaştırıldığında, rakamsal anlamdaki kayıplar, kendini hissettiriyor ama cirosal anlamda Türkiye’deki üreticilerin 2022 yılındaki daralmadan çok fazla kayıp vermediğini düşünüyorum. Refkar olarak biz de bu şirketlerin arasında yer alıyoruz. Bizim de iç pazara yönelik çeşitli kayıplarımız oldu ancak yurt dışındaki faaliyetlere biraz daha ağırlık vererek, yabancı müşterilerimizle olan iletişimi kuvvetlendirerek ve bayilik ağımızı genişleterek bu açığı kapatabildik.

Bayilik ağınızı genişletme politikanızla ilgili biraz daha detay verebilir misiniz? Bir şirketin vitrini konumunda bulunan bayilere yönelik neler yapıyorsunuz?

Bizim için en önemli pazarlardan biri olan Rusya’daki bayi sayımızı artırdık ve artırmaya da devam ediyoruz. 2022 yılında mevcut bayilerimize ve onların potansiyel müşterilerine yönelik daha fazla ziyaret gerçekleştirdik. Bazı bayilerimizi de Türkiye’de misafir ettik. Hem yeni fabrika ve ofisimizi gösterdik hem de ürünlerimizle ilgili daha fazla bilgi verdik. Bununla beraber portföyümüze eklenen çok fazla yeni müşterimiz de oldu. 2022 yılında OEM müşteri olarak da iyi bir artış yakaladık. Ayrıca bayilerimizin mevcut pazarlardaki faaliyetlerini destekleyecek çalışmalarda da bulunduk. Reklam ve tanıtım anlamında maddi desteklerimiz de oldu.

Pandemi süreciyle birlikte edindiğimiz yeni alışkanlıklardan biri olan online toplantı ve görüşmelere de ağırlık vermeye devam ediyoruz. Örneğin; artık sanal fabrika turları düzenleyebiliyoruz. Bunun da hem bize hem de karşı tarafa oldukça ciddi avantajları oluyor. Fiziki ziyaretlerde belirli kapasitelerde ve sınırlı sayıda kişi fabrikamızı görebiliyorken, sana turlarda tüm şirket, firmamızın işleyişi ve üretim becerileri hakkında fikir sahibi olabiliyor. Aklındaki soruları bizlere direkt yönlendirebiliyor. Bunun yanı sıra 2022 yılında müşterilerimize yönelik sanal eğitimler ve seminerler de düzenledik. Biz onlara ne kadar bilgi ve katma değer sağlarsak, onlar da bize ve firmamıza aynı oranda katma değer sağlayabiliyorlar. Ancak hepimiz yüz yüze iletişim kurmayı özlediğimiz için 2022 yılında genellikle ziyaretlere ağırlık verdik.

Refkar olarak fuarlara önem veren bir firma olduğunuzu biliyoruz. Son 1, 1,5 yıldır katıldığınız fuarlardan aldığınız geri dönüşler nasıl? Sanal fuarlar ile fiziki fuarlar arasındaki farkı nasıl yorumluyorsunuz?

Pandemi etkilerinin azalmasıyla birlikte artık fuarlar da fiziki boyutta düzenlenmeye devam ediyor. Örneğin; İtalya’da düzenlenen MCE Fuarı (Mostra Convegno Expocomfort), Almanya’nın Nürnberg şehrinde düzenlenen Chillventa Fuarı ve Antalya’da düzenlenen Eurovent Summit gibi uluslararası önemli fuarlar, yeniden ziyaretçileriyle buluşmaya başladı. İnsanlar birebir etkileşimi de özledikleri için ziyaret ve katılımlar da oldukça fazla oluyor.

Sattığımız ürünler oldukça ağır ve yüksek boyutlarda olduğu için bizler müşterilerimize ürünlerimizin birer numunesini iletemiyoruz. Ancak fuarlar vasıtasıyla müşterilerimiz ürünlerimizi görebiliyor ve hakkında daha fazla teknik bilgiye ulaşabiliyor. Örneğin; 2 yıldır iletişimde olduğumuz potansiyel bir müşterimiz vardı. Tasarım ve hesaplamalar yapıldıktan sonra bu yaz sonunda numune ürün istediler. O numune ürün, önümüzdeki yılın mayıs ayına kadar sahada test edilecek. O tarihte çıkacak sonuca göre, biz de firma ile olan iş birliğimizde bir yol haritası belirleyeceğiz. Dolayısıyla bizim sektör özelinde konuşacak olursak, fiziki fuarlar bizim iş modellerimizin bir parçası olmaya devam edecek.

Etkileşim anlamında da çok farklı geri bildirimler ve sonuçlar elde ediyoruz. Sanal fuar ekranlarında ürünlerinizle kimin ilgilendiğini görebiliyorsunuz ancak bire bir iletişim kuramıyorsunuz. Oysa fiziki olarak standınıza gelen bir ziyaretçi ile yüz yüze iletişim kurabiliyorsunuz. Bu da ikna oranını artırıyor. Ancak online olarak yapılan B2B etkinliklerde durum farklı. Çünkü fiziki ziyaretlerimizde de yanımıza ürünlerimizi alıp gitmiyoruz. Sadece ürünlerle ilgili bilgi verecek birkaç doküman alıyoruz. Dijital ortamda da olsa yüz yüze bir iletişim mevcut. Bu sebeple B2B görüşmelerin online olması maliyet anlamında birçok avantaj sağlıyor. Bu açıdan düzenlenen sanal B2B etkinliklerinden oldukça fayda gördük. 2023 yılında da bu görüşmeler, sanal platformlarda yapılmaya devam edecektir.

Bu açıdan İSİB’in de katkıları çok önemli ve değerli. Önümüzdeki yılın programına baktığımız zaman, çok kapsamlı ve yoğun bir planlama yapıldığını görüyoruz. Gerek alım heyetleri gerek fuar katılımlarıyla oldukça etkin bir yıl olacak. Dolayısıyla ihracat tarafındaki büyümeyi, çoğunlukla İSİB’in yapmış olduğu planlamalar çerçevesinde değerlendiriyoruz. Önümüzdeki yıla ilişkin faaliyetlerimizi de bu program çerçevesinde planlayacağız.

Yeni fabrikanıza geçeli neredeyse 1 yıl olacak. Bunun Refkar’a olan katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

1 Ocak itibarıyla birinci yılımızı geride bırakmış olacağız. Öncelikli olarak üretim anlamında bize büyük bir katkı sağladı. Alanımız genişledi ve düz bir zeminde üretim istasyonları kurarak bir imalat planlaması yapabilmeye başladık. Dolayısıyla üretim hızımız arttı. Yeni fabrikamızla birlikte üretim parkurumuza yapmış olduğumuz ilave makine yatırımları sayesinde hızımızı ve kalitemizi de arttırmış olduk. Zaten bizim yeni bir fabrikaya taşınmak istemimizdeki başlıca sebep bu idi. Bilindiği gibi doğru olan adım adım büyümektir ve bizim de Refkar olarak bu adımı atma zamanımız gelmişti. Bu yatırım bizim 3 yıldır planladığımız bir yatırımdı ve bunu 1 Ocak 2022 itibarıyla hayata geçirdik. Sektörel imajımız da bu sayede güçlenmiş oldu. İç piyasadaki firmaların birçoğu tarafından tanınıyoruz ancak bu yatırım sayesinde global arenada daha tanınır ve bilinir hale geldik diyebilirim.

Üretim kapasitemizin artmasına paralel olarak üretim gamımıza dahil edeceğimiz yeni ürünleri de konuşmaya ve tartışmaya başladık. Şu anda 3 bin metrekarelik bir alana sahibiz, bunu 2 bin metrekare daha büyütmeyi planlıyoruz. Bu sene sonundan itibaren bunu da hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Böylece üretim alanımız toplamda 5 bin metrekareye çıkmış olacak. Bununla birlikte mevcut ürünlerimizi daha hızlı üretebilmenin yanı sıra yeni ürünler de üretebileceğiz.

İhracat, enerji maliyetleri ve yerli üretim tüm dünyanın gündeminde olan en trend konular arasında yer alıyor. Sizin bu önemli 3 sacayağına bakış açınız nedir?

Türkiye genel anlamda pandemiden pozitif yönde etkilenen bir ülke oldu. Salgın tüm dünya açısından talihsiz bir durum olsa da Türk üreticiler bu ortamdan olumlu yönde faydalanmayı başardılar. Global piyasalarda Türkiye’ye rakip olan İtalya, Almanya veya Çin, Amerika gibi ülkeler pandemi şartlarından dolayı üretime ara verirken, Türk üreticiler gerekli önlemleri alıp, imalata devam ettiler.

Global piyasalarda yaşanan en büyük sıkıntılardan biri komponentlerin tedariği oldu. Örneğin, Çin lojistik anlamında oldukça geride kaldı ve rekabetçilik özelliğini kaybetti. O dönemde konteyner fiyatları 15 bin dolar seviyelerine çıkınca, artan lojistik maliyetlerinden dolayı Çin’in pastadan aldığı pay küçüldü. Türk firmalar da bundan azami ölçüde faydalanabildi. Bununla birlikte İtalyan ve Alman rakiplerimizin de mevcut payları daraldı. Şu anda yapılması gereken en önemli şeyin, o dönemde elde edinilen kazanımları korumak olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir şeyi elde etmek kadar onu muhafaza etme de zor.

Refkar açısından değerlendirecek olursak, ihracat hacmimizi pandemi öncesi ile kıyasladığımızda, yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme elde ettik.  Bu da artarak devam ediyor. Bun da hem bizim yapmış olduğumuz çalışma ve aksiyonların hem de pandeminin etkisi mevcut. Bunu koruyabilmek için biz de önümüzdeki sene fuar katılımlarını, ziyaretleri ve B2B görüşmeleri daha da artıracağız.

Türk üreticilerin olumsuz etkilendiği konuların başında ise enerji maliyetleri geliyor. Aslında bu sadece Türk firmalarını etkilemedi. Şu an Avrupa’da da, Uzak Doğu’da da, Amerika’da da bir enerji maliyeti krizi söz konusu.  Belirli pazarlardaki daralmanın en önemli sebeplerinden biri de bu. Ancak bilindiği gibi her kriz, bir fırsatı da beraberinde getirir. Her problemin de bir çözümü vardır. Bu sebeple Türkiye’deki üreticilerin çoğu enerji verimliliği yüksek ürünler imal etmeye yöneldi. Örneğin; geçtiğimiz haftalarda Friterm’in yeni fabrikasını ziyaret ettim ve dışa bağımlılıklarının neredeyse olmadığını gördüm. Yağmur suyu toplama ünitelerinden güneş enerjisi panellerine kadar birçok açıdan önemli donanımlara sahipler. Bu vizyon ve bakış açısı gerektiren bir yapılanma ve rahmetli Metin Duruk’da oldukça vizyoner biriydi. Bize de bu anlamda her zaman yol gösterirdi. Yeni fabrika ile beraber Friterm’in atmış olduğu adımlar da Metin Duruk’un ne kadar ileri görüşlü olduğunu kanıtlıyor. Bu yatırımların, ne kadar yerini bulan yatırımlar olduğunu biz de sektör olarak izliyoruz. Bu bakış açısı çerçevesinde Refkar olarak biz de belirli yatırımlar planlıyoruz. Bunların başında da güneş enerjisi geliyor. 2023 projelerimiz arasında güneş enerjisi santralleri kurmak yer alıyor. Bununla ilgili görüşmelere de başladık. Önümüzdeki yılın ilk yarısında bu projeyi faaliyete geçireceğimizi düşünüyorum. Refkar olarak biz de hem dışa bağımlılığımızı azaltmak hem de çevre ile dost bir firma haline gelebilmek için yatırımlarımızı sürdüreceğiz.

 

 

Önceki İçerikTermo Teknik ürünleri ile sıcak ve tasarruflu bir kış geçirin
Sonraki İçerikBilgi teknolojileri, yapay zekalı pompalar ve akıllı şehirler