Daikin Türkiye CEO’SU Hasan ÖNDER
“2021’de toplam 53 milyon dolarlık beş yatırım ile faaliyetlerimizi hızlandıracağız”
“Koronavirüs salgını, 2020 yılına damgasını vurdu. Ancak salgın sürecinde, biz her zamanki gibi çalışmaya ve üretmeye devam ettik. Daikin, hedef ve stratejilerinde kolay kolay değişiklik yapmaz. Çünkü 10 yıllık, 5 yıllık planlar ile çalışıyor. Biz de yatırım hedeflerimizi hiç değiştirmeden devam ediyoruz. Özellikle Türki Cumhuriyetler’deki faaliyetlerimizi de arttırmayı hedefliyoruz. Biz 2020 yılını %30 büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. İhracatımızın ciro içindeki payını %55’lere getireceğiz. Bu dönemde yatırım planlarımızı durdurmanın aksine hızlandırdık.
Sektörde ise %60 daralma olmasını bekliyoruz ama bu durumun yakın zamanda normalize olacağını düşünüyorum. Yani öyle dehşet senaryolarına gerek yok. Bu dönemde Covid-19 hastalığının etkisiyle, temiz havanın sağlık için ne kadar önemli olduğu ön plana çıktı. Havayı %99,9 oranında bakteri, toz, polen ve koku gibi istenmeyen partiküllerden temizleyen patentli teknolojilerimiz var. Tüketicilerin de artık bir klimadan beklentisi yalnızca soğutma-ısıtma olmayacak; bizim ‘doğru hava’ dediğimiz, sıcaklığıyla, nem oranıyla, temizliğiyle ideal iç ortam havasına yönelim artacaktır diye düşünüyorum. Bu konuda tüketicileri daha fazla bilinçlendirmeyi hedefledik ve ‘doğru hava hareketi’ başlattık.
Online keşif ve satış konusunda da sektörümüz hızlandı. Online olarak tüketicinin her an yanında olabilmek, ulaşılabilir olmak çok önemli. Önceliğimiz bu sektörde de iklimlendirme açısından çözümlerimiz ve müşterilerimize önereceğimiz eşsiz yaklaşımlarla öncü olmaktı. Biz pandemi döneminde 24 saatte montaj hizmetimizle sektörde bir ilke imza attık. Gelecekte ürünlerin uzaktan izlenmesini, kontrolünü ve tamirini sağlayabileceğimiz platformların da ilerleyeceğini düşünüyorum. Ama daha da önemlisi Ar-Ge’de mevcut teknolojimizin daha geliştirilmesi ve filtre özelliklerimizin etkisini daha da artırmaya odaklanmamız diyebiliriz.
2021 yılında 3 milyar 100 milyon TL ciro hedefimiz var. Yapacağımız yatırımlar sayesinde yüksek ihracat getirisi bekliyoruz. Daikin, doğrudan yatırımcı olarak Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığı 2011 yılından bu yana sürekli büyüme gösterdi. Grup içinde kazandığımız güvenin bir sonucu olarak, 2021’de toplam 53 milyon dolarlık beş yatırım ile faaliyetlerimizi hızlandıracağız. Bu, Daikin’in Türkiye’ye girişinden beri yaptığı en büyük yatırım oldu. Pandemi sürecinde ve ekonominin negatif sinyaller verdiği böylesi bir ortamda yatırımlarına hız vermesi Japonya’nın Türkiye’ye olan güvenini gösteriyor. Beş yatırımdan ilki; güneş enerjisi projemiz oldu. Fabrikamızın elektrik ihtiyacını güneşten karşılıyoruz. Ayrıca split klima üretim kapasitemizi artırıyoruz. Bununla beraber fabrikamızı büyütecek çalışmalara başladık. Ar-Ge laboratuvarlarımızı da artıracağız. Son olarak da Türkiye’de bir ilke imza atarak, yüksek kapasiteli VRV sistemlerinin üretimine başlayacağız. Bin 400 kişilik bir ekibimiz var. 2 yıl içerisinde bu sayıyı 2 bin kişiye taşımayı hedefliyoruz.
Ülkemizde son yıllardaki ekonomik büyüme, nüfus artışı ve inşaat sektöründeki hareketliliğe paralel olarak ısınma, iklimlendirme ve sıcak su tüketim ihtiyacı arttıkça sektörde de ciddi büyüme rakamlarını gözlemledik. Bu şartlarda orta ve uzun vadede sektörümüzün büyüyeceğini öngörüyoruz.
15 milyon euroluk yeni bir yatırım ile split klima üretim hattını genişleterek, kapasite artıracağız. Dış ünitede 1 milyon 100 bin adet, iç ünitede 1 milyon 400 bin adet üretim kapasitemiz vardı. Şu an 700 bin adet dış ünite kapasite artışı sağlayacak yeni bir yatırıma girdik. Kuracağımız yeni hat Mayıs 2021’de hayata geçecek. Bu yatırımın bize 100 milyon dolarlık ihracat katkısı olacak. Çünkü split klimalarımızı ağırlıklı olarak Avrupa’ya satıyoruz. Ayrıca 15 milyon euroluk bir diğer yatırım ile ülkemizde VRV sistemlerinin üretimine başlayacağız. 50 bin adetlik kapasite yatırımı yapıyoruz. Bunun 40 bin adetini ihraç edeceğiz. Böylece 100 milyon euroluk bir ihracat şansı yakalamış oluyoruz. Bu alanda Avrupa’daki fabrikamız sadece Avrupa için üretim yapacak. Hem lojistik avantajından hem de kolay yönetilebilirlik açısından Orta Doğu ve Afrika (MEA) Bölgesi’ne Türkiye’den gidecek. Bu yatırım ile bölge kayması da olacak. 100 milyon euroluk bir bölgenin Avrupa’dan Türkiye’ye kayacak olması bizim için gerçekten büyük bir şans olacak.”