Gezegenimiz iklim krizinin gölgesinde, nefes almaya çalışıyor. Aşırı sıcaklıklar, seller, kuraklıklar… Hepimiz bu gelişmelerin canlı tanıklarıyız. 2025, bu krizi azaltmak için kritik bir dönüm noktası. IPCC verilerine göre küresel sıcaklık artışını 1,5 santigrat derecenin altında tutabilmek için sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar en az yüzde 50 oranında düşürülmesi gerekiyor.
2024, tarihin en sıcak yılı olarak kayıtlara geçti. Şehirlerdeki ısı adası etkisi, tarımda verim kayıpları, sağlık sistemlerini zorlayan sıcak dalgaları… Artık iklim krizi uzak bir tehdit değil; hayatımızın merkezinde yer alması gereken acil bir gerçeklik.
Beklentiler artık zorunluluk
Beklentiler net: Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve karbon nötr teknolojiler artık bir seçenek değil, zorunluluk. Büyükşehirlere göç önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Diğer taraftan sıcaklık artışlarının da hızlanacağı öngörülüyor. Bu gelişmeler, enerji verimliliğine olan talebin daha da artacağını gösteriyor.
Yaşam alanlarına konfor sağlamak amacıyla yola çıkan iklimlendirme sektörünün omuzlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Sektörün sadece son 25 yılda yaşadığı dönüşüme baktığımızda, aslında iklim mücadelesinin en etkin destekçileri arasında yer aldığımızı görüyoruz. Daha da önemlisi, iklimlendirme sektörü gezegenin iklim sorununu çözmek için kilit bir oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor.
25 yıl önce enerji yoğun sistemler normken, bugün akıllı sistemler standart hale geldi. Bu dönüşüm, iklimlendirmeyi bireysel bir lüksten toplumsal bir gerekliliğe dönüştürdü. Artık binalar, şehirler ve hatta tarım alanları, iklimlendirme çözümleriyle daha dirençli ve yaşanabilir hale geliyor.
Teknoloji ve doğa el ele
İklimlendirme ürünlerinin evrimi, sektörün vizyoner yaklaşımını yansıtıyor. Bugün yaşam alanlarına konfor sunan ısıtma ve soğutma cihazları, yalnızca enerji tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarıyla entegre çalışıyor. Diğer yandan, karbon nötr malzemelerle üretilen sistemler hayatımızdaki yerini giderek artırıyor. Doğadan ilham alan ve ileri teknolojiye sahip bu ürünler, doğayla uyum içinde evrimleşmeye devam ediyor.
Dahası, küresel ısınmanın etkilerini hafifletmek için karbon yakalama teknolojileriyle donatılmış sistemler, atmosfere salınan sera gazlarını azaltıyor. Yenilenebilir enerji entegrasyonu sayesinde fosil yakıt bağımlılığı giderek azalırken, enerji verimliliği sayesinde dünya genelinde milyarlarca ton karbon emisyonu engelleniyor. Örneğin, yeni nesil ısı pompaları yıllık enerji tüketimini önemli oranda düşürerek net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynuyor.
Gezegenle barışık bir gelecek için
Dünya genelindeki ve Türkiye’deki net sıfır emisyon hedefi; sektörün geleceğini şekillendiren en önemli etken. Ürünlerimiz artık sadece birer makine değil; doğayla uyumlu, insanı merkeze alarak ve gezegeni koruyarak bütünsel çözümler sunan bir yardımcı.
Gelecek, iklimlendirme sektörünün de büyük desteğiyle daha sürdürülebilir şekillenecek. Şimdi ise bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için kolektif bir sorumlulukla harekete geçme zamanı.
Alper AVDEL
DemirDöküm
CEO