Uğur BAYÜLGEN
Form Form MHI Klima Sistemleri
VRF Sistemler
Genel Müdür Yardımcısı
Japon teknoloji devi Mitsubishi Heavy Industries ile 2011 yılından bu yana başarılı şekilde devam eden ve 2019 yılında ortaklığa dönüşen bir iş birliğimiz var. Bu iş birliği kapsamında kurulan Form MHI Klima Sistemleri firmamız; split klimalar, multi-split klimalar, profesyonel klimalar, ısı pompaları ve VRF sistemlerin (bu sistemler Form MHI firmasının cirosal anlamda hacmin yüzde 80’ini oluşturur) yer aldığı ürün gamını kullanıcılarla buluşturuyor.
Tecrübeli mühendis kadromuzla projelere ve dizayn ofislerine verdiğimiz mühendislik desteğinin yanı sıra split, multi-split, profesyonel seri klimalar ve konut tipi ısı pompalarını Türkiye genelindeki 100 mağazamız ile son tüketiciye ulaştırıyoruz. Hava kaynaklı konut tipi ısı pompaları konusunda hem Japon Mitsubishi Heavy hem de İtalyan Clivet markalarımızla müşterilerimize hizmet veriyoruz. Her 2 ürün de Form MHI Klima bayilerinde satılıyor.
Halihazırda 100 adedi aşan bayi sayımızı, 2025’te de yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz. VRF sistemleri konusunda ise uzun yıllardır Türkiye’nin en büyük 2 firmasından biri konumundayız. Bu yıl bayilerde orta-üst segmentteki Euroform markalı yeni split serilerimiz de satışa sunuldu. İhracat tarafında ise MHI tarafına bağlanan bölgelerde (Türki Cumhuriyetler, Kıbrıs, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da) büyümeye devam ediyoruz. Kısa vadede Tunus, Cezayir, Fas ve Güney Afrika bulunmak istediğimiz pazarlar içerisinde yer alıyor.
VRF üniteleri ve ısı pompalarını karşılaştırdığımızda, temelinde ikisinin de benzer prensiple çalıştığını görüyoruz. Her projenin büyüklüğüne, bulunduğu bölgeye ve ihtiyacına göre şekillendirdiğimiz çözümler doğrultusunda bu iki sistemin de kendine özgü sağladığı farklı avantajlar bulunuyor. Hangi sistemin daha verimli olduğu aslında söz konusu bina veya mahalin sulu sistem ile mi yoksa havalı sistem ile mi çözüm bulduğuna göre değişkenlik gösteriyor.
Bu iki farklı ürün, projenin ihtiyaçlarına göre ağırlıklı olarak ayrı ayrı kullanılabildiği gibi birbirini tamamlayıcı şekilde aynı anda da kullanılabiliyor. VRF sistemleri ile ısıtma – soğutma yapılırken, havadan suya ısı pompası ile sıcak su ihtiyacı karşılanabildiği gibi daha soğuk iklimlerde ısıtma da bu sistemle yapılarak, iç ortamda su ile ısıtmanın getirdiği avantajlardan faydalanılabiliyor.
MHI’nin VRF ve ısı pompası sistemleri, yüksek enerji verimliliği, uzun ömürlü teknoloji ve yenilikçi kontrol mekanizmalarıyla rakiplerinden ayrışıyor. Özellikle VRF sistemlerimizde kullanılan KXZ 2 Heat Pump ve KXZR Heat Recovery teknolojileri, esnek kullanım ve enerji tasarrufu sağlarken, CHCC (Sürekli Isıtma Kapasitesi Kontrolü) özelliği sayesinde dış ortam koşullarına bağlı olarak ısıtma kapasitesini optimize ediyor.
Bunun yanı sıra özellikle R32 gazı ile çalışan yeni nesil modellerimiz sayesinde çevre dostu bir alternatif sunuyoruz. Düşük karbon emisyonu ve yüksek performans sağlayan bu sistemler, geleneksel ısıtma çözümlerine kıyasla %34’e varan enerji tasarrufu sağlıyor.
Bu yenilikçi çözümler, kullanıcıların hem konforunu artırıyor hem de uzun vadeli enerji tasarrufu sağlayarak işletme maliyetlerini düşürüyor. Ayrıca, gelişmiş inverter teknolojisi, ihtiyaç duyulan kadar enerji tüketimi sağlayarak işletmelerin ve bireysel kullanıcıların elektrik faturalarını düşürüyor.
MHI VRF sistemleri ve ısı pompaları, yüksek enerji verimliliği ve düşük işletme maliyetleri ile öne çıkıyor. Geleneksel merkezi sistemlere kıyasla, ısı geri kazanımlı VRF sistemleri eş zamanlı ısıtma ve soğutma yaparak enerji kaybını minimuma indiriyor. Bu da özellikle ticari işletmeler ve büyük ölçekli projelerde ciddi maliyet avantajı sağlıyor.
Isı pompaları, fosil yakıt kullanımını azaltarak hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirliği destekliyor. Geleneksel kombi ve kazan sistemlerine kıyasla, düşük enerji tüketimi ve %30-40 oranında maliyet tasarrufu sunması, bu sistemleri giderek daha cazip hale getiriyor. Ayrıca, akıllı kontrol sistemleri sayesinde kullanıcılar, iklimlendirme sistemlerini uzaktan yönetebilir ve enerji tüketimini optimize edebilirler.
Bu teknolojilerin sağladığı maliyet tasarrufu, yalnızca işletme giderlerini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda daha düşük bakım gereksinimi ve uzun ömürlü bileşenler ile yatırımın geri dönüş süresini hızlandırıyor.
Önümüzdeki yıllarda VRF sistemleri ve ısı pompalarına olan talebin artması kaçınılmaz görünüyor. Bu artışın arkasındaki temel faktörler arasında enerji verimliliği zorunlulukları, çevre dostu çözümlere olan yönelim ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen teşvikler yer alıyor.
Özellikle Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de binalarda enerji verimliliği mevzuatlarının sıkılaştırılması, VRF ve ısı pompası sistemlerinin benimsenmesini hızlandırıyor. Fosil yakıtlara olan bağımlılığın azalması için devlet teşviklerinin artması, bu sistemlerin hem bireysel hem de ticari kullanımlarda daha yaygın hale gelmesine neden olacak.
Bunun yanı sıra yeni nesil inşaat projelerinde sürdürülebilirlik öncelikli kriterlerden biri haline geliyor. Kentsel dönüşüm projeleri ve akıllı bina konseptleri, MHI VRF sistemleri ve yüksek verimli ısı pompalarının daha fazla tercih edilmesine yol açacak. Ayrıca, artan elektrik maliyetleri ve karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik küresel farkındalık, işletmelerin çevreci ve düşük işletme maliyetli sistemlere yönelmesini teşvik ediyor.
Son olarak, ısı pompalarının 80°C’ye kadar sıcak su üretebilme kapasitesi sayesinde, konutlardan sanayiye kadar geniş bir kullanım alanı sunması, bu sistemlerin gelecekte merkezi ısıtma sistemlerinin yerini almasını sağlayacak en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.





