İzmir Doğalgaz Genel Müdürü Ahmet Yetik’in genç meslektaşlarına örnek olacak yaşam hikayesi
Ahmet Yetik, Çorum’un Sungurlu ilçesinde doğuyor… Dünyaya geldiğinde, tam 6 kg… O doğduktan sonra, babası İsviçre’ye çalışmaya gidiyor. 6 yaşındayken ise babasının döndüğünü hatırlıyor. Babasının dönüşünden sonra ise Tekirdağ’ın Saray ve Vize arasında bulunan Çakıllı beldesine göçüyorlar. Orada çocukluğunun en güzel yılları geçiyor. Daha sonra kısa süreliğine de olsa İstanbul – Bayrampaşa’da ikamet ediyorlar, sonrasında ise yine Sungurlu’ya dönüyorlar. Lise son sınıfta başlayan hastalığına kadar Sungurlu dışına çıkmıyor.
Eğitim hayatına ise Sungurlu’daki Başpınar İlkokulu’nda başlıyor. Ahmet Yetik, ilkokula kötü bir başlangıç yaptığını söylüyor ve o yıllara ilişkin şu bilgileri paylaşıyor: “Okumayı geç sökmüştüm. Ödevlerimi annem yapardı. Daha birinci sınıfta, ilkokul müdürümüz annemi çağırıp, ‘bu oğlanı okuldan al, okumaz’ demişti. Sonrasında hırslandığımı, okula asıldığımı hatırlıyorum. Sonrasında sungurlu ortaokulu ve lisesini bitirdim. Ortaokul ve lisede ortalamanın üstünde bir öğrenciydim. Lise son sınavdan 1 ay öncesine kadar hukuk istiyordum. Kimya öğretmenim, ‘sen mühendis olmalısın, kesinlikle hukuk yazma” dedi. Sevdiğim bir hocamdı ve ben bir anda sayısala dönmüş oldum. Lise son sınıfta teşhis konulamayan ve 6 yıl sürecek şiddetli ağrılı bir hastalığım oldu. Bu hastalık benim ders çalışmamı engelliyordu. Üniversite sınavına girdim. Sonuçlar açıklandığında, ODTÜ’nün Gaziantep kampüsü vardı ve o yıl Gaziantep Üniversitesi olarak yeni bir üniversite olmuştu. Makine mühendisliği bölümünü kazanmıştım. İyi bir yer kazanamadım diye çok üzülmüştüm. Üniversiteye başladığımda, hastalığım daha da şiddetlendi. İlaçların etkisiyle ilk iki derse hiç giremiyordum. İngilizce hazırlık bölümüne hastalığım sebebiyle ara verdim. Daha sonra döndüğümde, hazırlık sınıfını geçtim ve 1.sınıfa başladığımda 1.dönemin sonunda okulu tekrar bırakmak zorunda kaldım. Tedavi için ara verdim. Okullar açılacağı zaman geldiğimde ise okuldan atıldığımı öğrendim. Ortalamam 1’in (50) altında olduğu için atılmıştım. Okulu mahkemeye verdim ve kasım sonunda mahkeme yürütmeyi durdurdu ve okula başladım. Deslerde 1. sınavlar bitmişti, arayı kapatmaya çalıştım. Ama beni bekleyen bir sorun daha vardı. Ortalamam 1.5 (60) altı olursa yine atılacaktım. Okul yeni bir üniversite idi ama her yönüyle ODTÜ kuralları geçerliydi.”
Mühendislik eğitiminin ardından İTÜ’de yüksek lisansa başladı
Ahmet Yetik şöyle devam etti: “Sınavlar tamamlandığında benim ortalamam 1.5 altı idi ve önümde bütünlemeye girebileceğim tek ders Calculus 2 idi. Bu dersten 96 alırsam, okulda kalacaktım. Aksi takdirde atılacaktım. Bu derse iyi hazırlandım. BB almam gerekiyordu, son umut olarak bütünleme sınavına girdim. Sınav kağıtları dağıtıldığında ve soruları gördüğümde, hiçbir şey hatırlamıyordum. O an tüm hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. O an yemin ettim sınavın sonuna kadar bekleyeceğim. Kağıdı en son vereceğim diye kendime söz verdim. Çünkü sınavın daha başında 40’a yakın kişi sınavdan çıkmıştı. Ben o sınavda sonuna kadar uğraştım ve en son olarak kağıdı verdim. Sınav sonuçları açıklanmış dendiğinde bir arkadaşımla koşa koşa sınavın ilan edildiği panonun önünde notuma baktım ve DD gördüm. O anı hiç unutmuyorum. Üzüntülü bir şekilde oradan uzaklaştım. Okuldan yine atılmıştım. Beraber geldiğim arkadaş, arkamdan hızla koşarak bana geldi ‘Ahmet yanlış görmüşsün, sen BB almışsın’ dedi. Koşa koşa tekrar baktım notum gerçekten BB idi. Kısa süreyle üzüntü ve sevinci bir arada yaşamıştım. O günden sonra kendi kendime bir daha bütünlemeye kalmayacağıma söz verdim. O gün benim için bir dönüm noktası oldu. Kendime özgüvenim arttı. Bir insanın isterse, tam puan alabileceğini ispatlamıştım. Okulun geri kalan kısmını tamamladım ve mezun oldum. Daha sonra aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansa başladım. 2001 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldum. İTÜ’de otomatik kontrol sistemleriyle ilgili ders almıştım. İlk derste hocamız kendisini tanıttı, sonra bizler kendimizi tanıttık. Ben kendimi tanıtırken ‘Sedat Bayseç’i tanıyor musun?’ dedi. Ben, ‘Tabii tanıyorum, bizim bölüm başkanımızdı’ dedim. Bana ‘ayağa kalk’ dedi. Sınıfa dönüp, ‘Arkadaşlar çok iyi bir hocadan eğitim almış, çok iyi bir mühendis var karşınızda’ dedi. Çok şaşırmıştım ama bir o kadar da mutlu olmuştum. Bu benim özgüvenimi çok artırdı. Esasen gerçekten çok iyi hocalardan ders almıştık. Örneğin; rahmetli Prof. Dr. Süleyman Sarıtaş onlardan biriydi. Süleyman Hoca hem Gazi Üniversitesi’nde hem de TOBB mühendislik bölümlerinin kurulup gelişmesinde en büyük katkıyı veren kişiydi.”
İş hayatına ilk adımı 1996’da İGDAŞ’ta attı
Ahmet Yetik, 1992 yılında henüz üniversite öğrencisiyken evlendi. Okulu bitirdiğinde ise Ankara’da bir iş başvurusu yaptı. Firmanın sahibi, ODTÜ makine mezunuydu. Ona, ‘aynı kültürden yetişmişiz, seni başlatmak istiyorum ama askerlik problemini halletmen gerekiyor. Askerliğini yapar gelirsen, seni işe alırım’ dedi. Onun üzerine askerlik şubesine dilekçe yazdı. Askerlik sebebiyle işe başlayamıyordu. Bu sebeple askerlik celp tarihinin öne çekilmesini talep etti. Bu isteği kabul edildi. Fakat bu arada İGDAŞ’a yaptığı iş başvurusu kabul edildi. Tekrar bir dilekçeyle uzatma istedi. İTÜ’de yüksek lisansı olunca, tecil tarihi uzadı. 2000 yılında bedelli askerlik çıkınca da Çanakkale’de askerliğini tamamladı.
İGDAŞ’ın hayatında önemli bir yeri olduğunu söyleyen Ahmet Yetik, şu paylaşımlarda bulundu: “İGDAŞ gerçekten bir okul. Bugün doğal gaz dağıtım sektörüne yön veren birçok insan İGDAŞ kökenli. İGDAŞ, benim işe başladığım yıllarda çok büyük yatırımlar yapıyordu. Çok yoğun tempoda geçen bir iş hayatım oldu. İGDAŞ’ın kendi tarihi seyri içinde dönüm noktaları vardır. Vatan Caddesi’nde kaybettiğimiz 2 çalışanımız, tüm çalışanlar için ders niteliğinde olmuştur. O elim olaydan sonra personeller çok iyi eğitimler almaya başladı. İTALGAS, GAZ DE FRANCE bunlardan başlıcalarıydı. Yaklaşık 10 yıl İGDAŞ’ta çalıştım. Ayrılırken İnsan kaynaklarından resmi döküm olarak aldığım eğitimlerin karşılığı tam 1 yıldı. Bu eğitime verilen önem açısından çok çarpıcı.”
Toplam kalite anlayışını hakim kılmak, insanları bu yönde teşvik etmek, onun için önemli köşe taşlarından birisi oldu
İGDAŞ’ta çok yoğun bir tempoda çalıştıklarının altını çizen Ahmet Yetik, kariyerinin önemli köşe taşlarına ilişkin şu cümlelere yer verdi: “Yönetici olduktan sonra kişisel gelişimimize çok önem veriyorduk. Şirketimiz eğitimler aldırırken, bizler de bireysel olarak çalışmalar yapıyorduk. Bir arkadaşımızın öncülüğünde KAYGEP’i (Kaliteyi Yükseltme Gönüllü Elemanlar Birliği) kurmuştuk. Temel bazı prensipleri vardı. Herkes yüksek lisans yapacak. Yüksek lisans bittikten sonra doktora bitirilecek. Komisyonlar kurularak detaylı çalışma ve raporlar hazırlanacak. KAYGEP, 9 kişilik bir ekipti. Belli günlerde bir araya gelip Ar-Ge projeleri, yüksek lisans tez konuları, sempozyumlar için makale hazırlıkları vb konularda çalışmalar yapıyorduk. Bunun kişisel gelişimimiz üzerinde çok katkısı oldu. Alanımızla ilgili mevzuat (şartname, prosedür, talimat, API, ASME, EN ve Türk standartları vb) çalışmaları üzerinde çalışıyorduk. Aldığımız eğitimler, gelişimimiz açısından çok önemliydi ve biz bunları süzerek yavaş yavaş yönetim tarzımızı geliştiriyorduk. Bu 9 kişi şu an değişik şirketlerde önemli pozisyonlarda görev almaktalar. Benim kariyer gelişimimde, 4 madde önemli yer tutmuştur. Bunlar şöyle sıralanabilir; ‘yaptığın işi seveceksin’, ‘yaptığın işin inceliklerini bileceksin, ‘yaptığın işle ilgili mevzuatı (anayasa, kanun, yönetmelik, prosedür, talimat vb) bileceksin’ ve ‘eğitim denetim kontrol faaliyetlerini aksatmayacaksın.’ Çalıştığım tüm insanlara bu dört maddeyi öğretmişimdir. Toplam kalite anlayışını hakim kılmak, insanları bu yönde teşvik etmek önemli köşe taşlarından birisi oldu. Bu anlamda Deming de hayatımda önemli bir yer tutar. Deming’in PUKÖ döngüsü; planla, uygula, kontrol et ve önlem al – iyileştir şeklindedir. Süreç bazlı yaklaşım, süreçlerin hedefleri çok önemlidir. Bu maddelerle her türlü şirketi yönetebilirsiniz. İGDAŞ’tan sonra AKSA Doğal Gaz Merkez’de görev yapmaya başlamıştım. İGDAŞ’ta birkaç bölümde çalışmıştım. İGDAŞ’ta onca aldığım eğitimlere rağmen AKSA’nın ilk 6 ayında çok zorlanmıştım. Çünkü İGDAŞ’ta bir bütünün küçük bir parçasıydım. AKSA’da her şeyi bilmek, parçaları birleştirmek ve bütünü görmek gerekiyordu. Problemi bilirseniz, çözümünü de buluyorsunuz. Çalışan ve şirket, karşılıklı birbirini geliştiriyorsa, orada süreklilik var demektir. Bu her iki taraf için de önemli. Tek taraf olduğunda, artık ayrılık vakti geliyor ve ayrılıyorsunuz. İGDAŞ’tan ayrılışım böyle oldu. AKSA’da işler yerine oturmuştu. Esasen kendi kulvarında sana verilen alanda çok iyi işler çıkarabilirsin. Başkasının alanına müdahale ettiğinizde problem çıkar. AKSA’lı yıllarım da dolu dolu geçti… Tam 5 yıl. Bu arada kişisel eğitimim devam ediyordu. (Aslında hiç durmadı, hala devam ediyor) Stepken R. Covey’in Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı kitabıyla tanıştım. Bu kitap da gelişimimde ve yöneticiliğimin şekillenmesinde önemli köşe taşlarından birisi oldu.”
Stepken R. Covey’in Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı kitabı onun kariyerine önemli katkılarda bulundu
- Proaktif ol
2.Sonunu düşünerek işe başla
3.Önemli işlere öncelik ver
4.Kazan\kazan diye düşün
5.Önce anlamaya çalış sonra anlaşılmaya
6.Sinerji yarat
7.Baltayı bile
Bu yedi madde okuduğu kitapta yer alıyordu ve Ahmet Yetik bu maddelere son derece dikkat etti. Bu konuda ise çu açıklamaları yaptı, “Her bir madde çok önemli. Zaman yönetimine getirdiği yorum ve yöneticinin hangi karede olması gerekliliği muazzam bir yaklaşım. Vizyoner ve bilge liderliğe giderken deniz feneri mesabesinde.
İyi liderler 2. karede ne kadar çok zaman geçiriyorlarsa, o kadar başarılı olurlar. Bu grafiği ve kitabı, kitap okuma kulüpleri kurarak, çalıştığım bütün arkadaşlarıma okuttum. Hangi şirkette çalışırsam çalışayım, yıllar içinde oluşan prensipler ve öğrenimlerle bir şirketi iyi yönetmenin yollarını öğrendiğimi düşünüyorum. Hayat boyu öğrenme düsturum oldu. Her zaman iyisi vardır. (kaizen).”
2016 yılında Başkentgaz’ın genel müdürü oldu
Ahmet Yetik, Başkentgaz ihalesi için AKSA’dan 2011 yılında ayrıldı. Başkentgaz’da bir grup arkadaşla yaklaşık 3 aylık bir çalışması oldu. Bu çalışmada ilk gün, 1 hafta, 40 gün, 100 gün ve 1. yıl, ne yapılması gerektiği ile ilgili planlamalara odaklandılar. Devir gerçekleşmediği için tekrar İstanbul’a döndü. Yaklaşık 2 yıl Gazbir-Gazmer’de eğitim direktörü olarak görev yaptı. Bu iki yıl zarfında, doğal gaz meslek standartları ve yeterliliklerinin oluşturulmasında ve TÜRKAK ve MYK akreditasyonlarında çalıştı. Başkentgaz’ın özelleşmesinden sonra ise gelen teklifi değerlendirerek, ticari direktör olarak göreve başladı. 2016 yılında mevcut genel müdür Botaş’a geçince, genel müdür olarak görev yapmaya başladı. Başkentgaz’da çok yoğun geçen 4.5 yılı oldu. Daha önce çalışma yaptığı için göreve başladığında, ilk gün ve sonrası planlı bir şekilde devam etti. Özellikle halkın güvenli gaz kullanımı önceliklerinden biri oldu. Bu anlamda odalarla işbirliği önemliydi. 2017 yılı Kasım ayında İzmirgaz’da göreve başladı.
Sürdürülebilir büyümenin anahtarının yetişmiş liderler olacağına inanıyor
Ahmet Yetik son olarak şu cümlelere yer verdi: “Öğrenme ve öğrendiklerimi aktarma süreci devam ediyor. Benim en büyük hedefim, çalıştığım ortamda çok sayıda lider yetiştirmek. Bu beni oldukça mutlu etmekte. Çalıştığım kuruma yapacağım en büyük katkı diye düşünüyorum. Sürdürülebilir büyümenin anahtarı yetişmiş liderler olacaktır.”