Aknur Genel Müdürü Nural Tuncer

Son yıllarda yaşadığımız iklimsel olaylar, hepimizi tedbire zorluyor

Esasında  kahve molası yazıları, geçmişteki mesleki anıların, ders alınacak yaşanmışlıkların anlatıldığı, içinde biraz da esprilerin olduğu  ve sohbet kıvamında yazılması gereken yazılardır. Ancak son senelerde yaşadıklarımız, şimdi sohbet zamanı olmadığını, artık hepimizin bir şeyler yapmamızın zorunlu olduğunu hatırlatmaktadır.

 

Geçtiğimiz 2021 yılında küresel düzeyde iklim olaylarına baktığımızda, fevkalade çarpıcı hadiselerle karşılaştık. Aşağıda bunları sıraladığımızda, dünyamızdaki doğa hadiselerinin ne yönde geliştiğini görmek, başta tüm iklim otoriterleri olmak üzere, hepimizin  gelecekten büyük endişe duymamıza neden oldu. Aşırı sıcaklar, soğuklar, yangınlar, su taşkınları, kasırgalar, 2021’de yaşadığımız en belirgin olağanüstü olaylardı. Bütün bunlar, tüm dünyada, doğayı koruma  ve kömür kullanımından uzaklaşma konularını bir kere daha gündemimize getirdi.

Pek çok ülkede, özel günlerde atılan havai fişekler ve ses bombaları yasaklandı, çünkü bunların kullanımı  dünyamıza yılda 3.500 ton ilave plastik  yükü getiriyordu. Amsterdam  ise bu bireysel aktivitelere yasak getirdi  ve yönetim olarak özel günlerdeki bu ışık gösterisini, bireysel gösteriler yerine tek merkezden  doğaya zarar vermeyecek şekilde düzenlemeye başladı.

 

Avrupa’nın ortası bu sene normalin çok üzerinde  bir soğukla kışı karşıladı. Kuzey kutbundan gelen aşırı soğuk hava kütleleri Avrupa’nın ortalarına kadar kolayca ulaştı. Çünkü şimdiye kadar bu akımdan Avrupa’yı koruyan Jetstream hadisesi, geçtiğimiz yaz aylarındaki aşırı sıcaklar yüzünden, eski kuvvetinde değildi. Mart aylarında  Avustralya doğu sahilleri, günlerce devam eden yağmurlar neticesinde, şimdiye kadar görülmemiş su taşmalarına maruz kaldı. Avustralya  makamları böyle bir hadisenin ancak 100 yılda bir olabileceğini  vurguladılar. Federal Almanya Mahkemesi 2030’dan sonra herhangi bir iklim hedefi sağlamadığı için Alman İklim Yasası’nın  kısmen anayasaya aykırı olduğunu ilan etti. Bunun neticesinde, gelecek yılların genç nesillere büyük zararları olacağından, gençler  çok büyük gösterilere başladılar. Alman Federal Meclisi, İklim Koruma Yasası’na yeniden düzenlemeler getirerek, 2045 yılına kadar iklim sorunlarını sıfır noktasına getirme çabası içinde olacaklarını ilan ettiler. AB Komisyonu’nun iç piyasalardan sorumlu üyesi Thierry Breton, AB’nin karbon salınımını azaltma hedeflerini yakalaması ve büyüyen enerji talebini karşılaması için gelecek 30 yılda nükleer enerjiye büyük yatırım yapılması gerektiğini söyledi. Bir başka dönüm noktası ise Hollanda’nın  Lahey kentinde yer alan bir bölge mahkemesinin ünlü bir petrol ve doğal gaz şirketini, bölgesindeki CO2 emisyon salımını  2030 yılına kadar, bu günkü değerinin yarısına düşürmeye mahkum etmesi oldu. Bu karar, tedarikçileri ve son kullanıcılarını da  etkiliyor. Hollanda’da, bu şirketlerden ‘gelecekteki zararlarını  da   önlemelerini’ de isteyebilir, konusu gündeme gelmeye başladı.

 

Çin devlet başkanı Xi Jinping, BM genel tartışmasında ülkesinin artık yurt dışında kömürle çalışan elektrik santralleri inşa etmeyeceğine söz verdi. Duyuru, iklimin korunmasına yönelik büyük bir adım olarak kabul ediliyor, çünkü Çin bu güne kadar  diğer ülkelerde yüzlerce kömürle çalışan elektrik santrali inşa etti. Ancak çevrecilerin eleştirilerine rağmen Pekin, kendi ülkesinde kömürle çalışan yeni elektrik santraller kurmaya devam ediyor. Kanada Lytton’da, bir ısı dalgası sırasında 50 ° C’ lik şimdiye kadar rastlanmamış rekor sıcaklıklar ölçüldü. Kanada genelinde 230’dan fazla insan sıcaktan hayatını kaybetti. Lytton orman yangınları pek çok insan ve hayvanın  yok olmasına neden oldu. Bu yaz aşırı yangınlardan Kaliforniya, Sibirya ve Amazon‘un yanında kendi ülkemiz de hissesine düşen büyük kayıplar yaşadı. Ülkemiz ormanlarının ve içindeki hayvanlarının  günlerce süren bu yangınlardan  büyük zarar görmesi, hepimizi büyük endişe ve üzüntülere sevk etti.

İklim sadece türlerin dağılımını etkilemekle kalmıyor, iklim koşullarına göre pek çok hayvanın beden ölçülerini de küçültüyor ve bu hayvan nesillerinin yaşamlarının sonu olmasına neden oluyor. Batı ve Orta Avrupa’da aşırı şiddetli yağışlar yaygın sellere neden oldu, küçük dereler azgın nehirlere dönüştü. Kuzey Ren-Vestfalya ve Rheinland-Pfalz’da selden 180’den fazla kişi öldü. Belçika, Hollanda ve Baden-Württemberg’de bu sellerden  büyük ölçüde etkilendi.

Ülkeler çok büyük maddi hasarlara  maruz kaldılar. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) , 14.000’den fazla uzmanın çalışması neticesinde  açıkça ortaya koyduğu ayrıntılı raporu, durumun ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Neticede, iklim değişikliğinin  önceden düşünülenden daha ileri düzeyde ve kesinlikle insanların yanlış yatırımlarının ve yönlendirilmelerinin neticesi olduğu kararına varıldı.

ABD’ de 36 kasırga altı eyaleti sararak ağır bir yıkıma neden oldu; en büyük hasarı da  Kentucky eyaleti yaşadı. Toplamda en az 88 kişi öldü, sayısı bilinmeyen pek çok insan da halen kayıp. Kısa bir süre sonra, “Rai” tayfunu Filipinler’de 375 kişinin hayatına mal oldu. ABD Başkanı Joe Biden, tayfunlardan çok etkilenen ABD’nin, bu olaylardaki küresel ısınmanın payını araştırma çalışmalarını başlattı. Bir sene gibi kısa bir zaman diliminde üst üste gelen bu felaketler, önümüze mesleki açıdan da  çok yeni göstergeler koymaktadır. Mümkün olduğu kadar çevreye CO2 üreten sistem ve aygıtların yerini alacak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, sektörümüzün ana hedefi olacağını göstermektedir. Coğrafyamızın bize verdiği en büyük şans, diğer yenilenebilir enerjilerin yanında, güneş enerjisini olabildiği kadar geniş ölçüde kullanmak olacaktır. Eğitimimizde, yenilenebilir enerji konusunun hem çok geniş hem de çok derin ele alınarak, yapılacak programlar ve ülkemiz sanayi kollarında da bu konuların geniş bir şekilde ön sıralara taşınması bizlere çok şey kazandıracaktır.

Önceki İçerikFaf Vana, üretim kapasitesini artırdı ve dijitalleşmeye odaklandı
Sonraki İçerik“inovasyon geleceğin anahtarı ve bunu da ancak Ar-Ge ile yapabiliriz”