Temiz Hava İhtiyacı ve Hava Temizleme Cihazları

Temiz ve taze hava, insan sağlığı açısından son derece önemli bir yere sahip. Bu kapsamda zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz iç ortamların hava kalitesi, özenle dikkat edilmesi gereken bir konu. İç ortam havasının steril tutulması adına, ortama temiz hava girişinin sağlanması ve havayı bozan etmenlerin ortamdan uzaklaştırılması gerekiyor. Fakat özellikle günümüzde şehirleşmenin de sebebiyle bu önlemler kolaylıkla sağlanamıyor. Bu durumda ortam havasının temiz kalmasını sağlamak adına hava temizleme cihazları ön plana çıkıyor.

Hava Temizleme Cihazları, iç ortam alerjenlerini ve alerjik olmayan iç hava kirleticilerini ortamdan uzaklaştırarak, havayı olabilecek en temiz hale getiren cihazlardır. Uzun yıllardır kullanılan ve üzerinden çalışılan hava temizleyicilerin ilk patenti 1849 yılında Lewis P.Haslett tarafından alındı. Özellikle 1900’lü yıllarda bu cihazlar ciddi bir şekilde geliştirilmeye başlandı. 2. Dünya Savaşı esnasında geliştirilen HEPA filtreler, günümüzde hala hava temizleme alanında yaygın şekilde kullanılıyor. Özellikle ev, ofis, mağaza, restoran, okul, hastane gibi toplu olarak kullandığımız alanların havasını temizlemek adına kullanılan cihazlarda HEPA ve benzeri filtreler yer alıyor.

Hava temizleme cihazları, mekanik hava filtreleri ve elektronik hava temizleme cihazları olarak ikiye ayrılabilir. Mekanik hava filtreleri, yüksek verimlilikte partiküllerin tutulduğu HEPA filtre gibi, partiküllerin bir filtre üzerinde tutulması prensibine göre işletiliyor. Pek çok mekanik filtre toz, polen, mantar sporları, hayvan tüyü gibi kaba partiküller ve toz akarları gibi alerjenleri içeren partiküllerin tutumunda yüksek verimlilikte çalışabiliyor. Partiküller olarak ifade edilen bu kirleticiler arasından virüslerin boyutları 0,02 ile 0,4 mikron aralığında değişiyor. Pandemiye sebep olan koronavirüsün boyut aralığı ise 0,08 ile 0,16 mikron aralığında tanımlanıyor. HEPA filtreler, tüm bu kirleticileri tutabilecek şekilde çalışıyor. HEPA filtrelerin minimum verimlilikleri, EN1822 standardına göre en çok nüfuz eden partikül boyutunda (MPPS) H13 sınıfı için %99,95 olarak hesaplanmaktadır. Bu da, ortamda bulunan ve filtreye çekilen 100.000 partikülden sadece 50 tanesinin filtreyi aşabileceği anlamına geliyor. Bu sayede HEPA filtreler, içerisinde koronavirüsün de yer aldığı birçok farklı virüs ve zararlı mikroorganizmayı havadan temizleyebilme kapasitesiyle güven sağlıyor.

Elektronik hava temizleyiciler ise, partiküllerin elektrostatik güç ile çekimiyle temizleme yapılması hedeflenen cihazlardır. Elektrostatik yıkayıcılar, partikül yüklü havayı partiküllere elektron yüklenmesini sağlayacak iyonizatör bölgesinden geçirdikten sonra negatif yüklü partiküllerin toplanması için pozitif yüklü plakaların arasından geçirip, partiküllerin plaka yüzeyinde toplanması sağlayan cihazlardır.

Hava temizleme cihazlarının etkisini arttıran bir diğer önemli unsur ise UV lambalardır. Niels Ryberg Firsen, UV ışığının bakteri üzerindeki etkilerini gözlemleyerek yaptığı tedavilerle 1903 yılında tıp alanında Nobel ödülüne layık görüldü. Westinghouse, 1930 yılında ilk ticari UV-C antiseptik lambaları geliştirdi fakat bu sistem sadece tıp alanında kullanıldı. UV-C ışık teknolojisi, 1950 yıllarda iklimlendirme sektöründe de kullanılmaya başlandı.

Ortamda bulunan virüs, bakteri veya mantar gibi biyoaerosolleri yok etmekte etkili olan UV-C’nin dalga boyu 200 nm ile 280 nm aralığında yer alıyor. Dezenfeksiyon için gerekli olan ışığın dalga boyutu ise 253,7 nm olarak hesaplanıyor. UV-C ışık teknolojisi, doğru kullanımla birlikte 9000 saate kadar etkin şekilde çalışabiliyor. Mikroorganizmaların hücre zarından içeri sızıp, DNA’yı oluşturan nükleik asitler tarafından yakalanan UV-C ışınları, virüslerin DNA’sını geri dönülemez şekilde tahrip ediyor. Bu sayede virüslerin üreme dahil tüm hücre faaliyetlerini durdurarak, hücre ölümünün gerçekleşmesini sağlıyor.

Son yıllarda talebin arttığı bir grafik çizen hava temizleme cihazları, özellikle pandemi süreciyle gündeme çok daha fazla gelmeye başladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına göre, COVID-19 virüsü esas olarak enfekte olan kişilerin tükürük, öksürük veya hapşırıklarından ortaya çıkan damlacıklar yoluyla yayılıyor. Damlacıklar genel olarak 1 metre çapında ilerleyerek yere veya diğer yüzeylere düşüyor. Aynı zamanda parçacıklar, havada asılı kalarak daha uzun mesafeler kat ediyor ve bulaş riskini arttırıyor. Bu sebeple içinde bulunduğumuz bu dönemde hava temizleme cihazlarına çok daha fazla talep oluyor.

İnsanların ortak kullanım alanları olan konut, restoran, mağaza, otel, kuaför, muayenehane, eczane, okul, ofis gibi alanların havasını steril hale getirmek adına hava temizleme cihazlarıyla ilgili AR-GE ve yatırım çalışmaları hız kazandı. Bizler de FORM Şirketler Grubu olarak, özellikle pandemi süreciyle birlikte bu alandaki çalışmalarımıza ağırlık verdik. Bu alanda grubumuz bünyesindeki tüm firmalar özelinde farklı ürün ve sistemleri hayata geçirdik. İzmir’de bulunan üretim tesisimizde gerçekleştirdiğimiz AR-GE çalışmaları sonucu, NEFFES Antiviral Hava Temizleyici’yi satışa sunduk. NEFFES, sahip olduğu HEPA filtre dahil 4’lü filtre yapısı ve UV-C sterilizasyon teknolojisi ile kapalı ortam havasında bulunan partikül ve mikroorganizmaları %99,9 oranında temizliyor. NEFFES, UV-C ışık sisteminin yardımıyla virüslerin ve diğer mikroorganizmaların DNA/RNA hücre yapılarını kalıcı şekilde bozarak, Covid-19 gibi virüs kaynaklı ve hava yolu ile bulaşan hastalıkların yayılımını engelliyor. Virüslere ek olarak astım gibi toz ve polen kaynaklı hastalıkların da engellenmesine yardımcı olan NEFFES, kapalı alan havasının kalitesini düşüren bakteri, mantar, küf gibi zararlı organizmaların oluşumunu da önlüyor. NEFFES ayrıca; ortamdaki radon, aeresol gibi zararlı gazlar ile sigara dumanı gibi kötü kokuları da yok ediyor.

 

Sinan Arısoy

Form Endüstri Tesisler Sanayi AŞ Satış Müdürü

Önceki İçerikHava Diyaframlı Pompalar
Sonraki İçerikKitapsız stok!