İnancın gücü: Fatih Aydın ve Wenta’nın ilham veren hikayesi
1990 yılında Ankara’nın merkezinde, Fatih Aydın’ın liderliğindeki bir şahıs firması olarak doğan Wenta, sıradan bir atölyede, kısıtlı kaynaklarla ve arkadaşlarının destekleriyle yola çıktı. İlk zorlukları aşma çabaları, yağmurlarda sel basan atölyelerden, maddi sıkıntılara kadar uzandı. Ancak, bu mütevazi giriş, sonrasında büyük bir başarı hikayesinin başlangıcı olacaktı. Bu başarı, sadece zorlukları aşma değil, aynı zamanda cesaret ve uyumun birleşimini simgeliyordu. Fatih Aydın ve Wenta ekibi, mücadele dolu günlerden geçerek sektörde saygın bir konuma yükseldi.
Fatih Aydın, doğduğu yer olan Samsun Havza’da zorluklarla dolu bir çocukluk geçirdi. Babasının işleri iyi gitmediği için iflas etmişti. Genç yaşta ticaretle tanışan Fatih Aydın, yaz tatillerinde kendi isteğiyle ailelerinin un fabrikasında çalışarak, ticaretin inceliklerini öğrenmeye başladı. Babası, matematik konusunda parlak bir zekaya sahip olan ve Havza’da sevilen, saygı duyulan bir sanayiciydi. Havza Hastanesi ve Havza Lisesi’nin kurulmasında etkin rol oynamıştı.
Havza’da ilkokul, ortaokul ve liseyi birincilikle bitirdikten sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazandığını söyleyen Fatih Aydın: “ Ancak babamın vefatı ile birlikte ailemin ticari borçlarıyla uğraşmak zorunda kaldım ve üniversite kaydımı yaptıramadım. Genç ve tecrübesiz olmama karşın, yıllardır kullanılmayan un fabrikalarını çalıştırıp, satıp borçları ödedim. Yaşadığım zorluklara rağmen, gündüz çalışıp geceleri de okumak için 1976 yılında A.D.M.A.A Makine gece bölümüne girmeyi başardım.”
Eğitim hayatını anlatmaya şu sözlerle devam eden Fatih Aydın, “Bir ay içinde tükenecek olan parayı yanıma alıp, mesleğimi öğrenmek adına bir proje bürosunda çaycı ve paspasçı olarak işe başladım. Yurt ile iş yeri arasındaki 4-5 kilometrelik mesafeyi otobüs parası ödememek için her sabah erken kalkıp yürüyerek kat ettim. Klasik lise mezunu olarak sadece 6 ayda Baş Teknik Ressam ünvanını aldım. 7. ayım da ise üniversite 1. sınıfta olmama rağmen şantiye sorumlusu olarak atanmıştım. Proje bölümünde en hızlı proje çizen ressam olarak tanınırken, şantiyede hem en hızlı hem de en ekonomik işleri başarıyla gerçekleştirdim. Okul döneminde aynı firmada 5 yıl boyunca çalışmayı sürdürdüm” dedi.
Mütevazi başlangıç
Wenta, 1990 yılında Ankara’nın kalbinde, Fatih Aydın’ın çabalarıyla bir şahıs firması olarak doğdu. İlerleyen zamanlarda ise imalat kısmı İvedik Organize Sanayi’de 160 metrekarelik bir atölyede yer buldu. Ancak başlangıçta göz kamaştıran bir tesis ya da yüksek teknolojiye sahip bir yapıları yoktu. O atölyede, arkadaşlarının desteğiyle toplanan birer adet kaynak makinesi, matkap, taşlama, Hergelen meydanından alınan 8. el halı, 9. el masa, sandalye ve evden getirdiği telefon ile işe başladı.
Gerçek bir işin başlangıcı olduğunu söylemek biraz güçtü. o dönemlerde Ankara’da yağmur yağdığında atölyeleri sel basardı. Ancak bu durum onları asla telaşlandırmazdı. Kurtaracak bir eşyaları bile yoktu.
Tam da bu dönemde, bir akşam telefonunun çaldığını söyleyen Fatih Aydın: “Arayan kişi, daha önce tanıştığım bir sanayici arkadaşımdı. Buhar kazanının aniden arıza yapması ve hızlı bir şekilde tamir edilmesi gerektiğini belirtti. Hiç düşünmeden keşif yapmak üzere firmaya gittim. Ancak bir sorun vardı. Gereken parçayı tamir etmek için plaka saca ihtiyaç vardı ve yeterli miktarda para elimde yoktu. Neyse ki, yine bir arkadaşım bu konuda imdadıma yetişti ve gerekli sacı temin etmeme yardımcı oldu. Büyük bir özveriyle işi tam zamanında teslim ettim.”
Sanayici arkadaşının fabrikasını inceledikten sonra analizlerini yaparak bir rapor hazırladı. Aydın, yapılacak iyileştirmelerin sonucunda yıllık olarak ona 2 dairelik harcamadan tasarruf edebileceğini söyledi.
Bu noktada, ilginç bir durum yaşandı. Sanayici arkadaşı, genellikle sigara alsa bile pazarlık yapan biri olmasına rağmen, Fatih Aydın’a bu işi pazarlıksız vermek istedi. İşte, Wenta firmasının ilk büyük işiydi bu.
Kırılma noktası
Bu hikaye, başarıya giden yolda sıradanlığı aşma cesaretini ve uyum yeteneğini simgeliyor. Fatih Aydın zorlukların üstesinden gelmek için çok çalışmış ve bu ilk iş sayesinde büyük bir adım atmıştı. Ancak onu daha da büyük başarılar bekliyordu.
Öyle ki, bir gün şehir dışından bir fabrika sahibi eşini doktora götürmek için Ankara’ya gelmişti. Sonrasında asker arkadaşına uğramış ve buhar kazanını yaptırmak için Ostim’e gitmek istemişlerdi. Ostim’de dolaşırken tesadüfi bir şekilde Fatih Aydın’ın en fazla iki kere görüştüğü Bombe yapan bir imalatçıyla tanıştılar. İmalatçı, Aydın’ı önererek, orada işlerin çok iyi yapıldığını ve ekipmanları olmasa da uygun bir yerleri olduğunu söyledi.
Bu haber Fatih Aydın’ın kulağına ulaştığında hemen harekete geçti fakat gelenlerin fazla zamanı olmadığı için gidecekleri. Tam bu sırada ikindi ezanı okunmaya başlayınca misafirler, namazlarını kılmak ve zaman kaybetmeden gitmek istediklerini belirttiler. Fatih Aydın ise daha önce belirlenen görüşme için fabrikalarına doğru hareket etti. Kendisinde bilgisayar olmadığı için, internet cafede tekliflerini hazırladı ve hatta evinde yemek masasında projeler çizdi. Sonunda, tüm hazırlıklarını tamamlayarak teklifini götürüp işi aldı. Heyecanlı bir şekilde Ankara’ya dönüş yoluna geçtiğinde, yolda durup hem şükretti hem oynadı.
Elindeki imkanlar sınırlı olsa da, inatçı ve azimli bir şekilde başa çıkıp büyük bir özveriyle işleri halletti. Eksik olan ekipmanları tedarik etti ve hemen kaynakçılar tutarak işleri tamamladı.
Hiç vakit kaybetmeden aynı şehirde başka teslimatlarda gerçekleştirip müşterilerini memnun etti. Tek seferde tamamladığı işler sayesinde güvenilirliğini kanıtladı ve bir sonraki adımda daha büyük bir atölyeye geçti. İşini sürekli geliştiren ve büyüten Fatih Aydın, yanında çalışanlarına hiç tereddüt etmeden destek oldu ve onları hiç bırakmadan yoluna devam etti.
Başarıya giden arkadaşlık
Fatih Aydın, inatçı ve enerjik bir kişiliğe sahip. Uykusuz geceler ve binlerce kilometrelik yolculuklar hiçbir zaman onu durdurmuyordu. Hayatın sunduğu fırsatları kaçırmamak için elinden geleni yapar, sürekli olarak çalışırdı. Ancak Aydın’ın asla bırakmayacağı bir şey vardı – birlikte başladığı çalışanları.
Wenta’nın başlangıcında beraber yola çıktığı çalışanlarının çoğunun hala yanında olduğunu anlatan Fatih Aydın, o günlerde, atölyenin su faturasını bile ödeyemeyecek kadar zor zamanlar geçirdik. Ancak çalışanlarımız ile bunların üstesinden gelmeyi bildik. Yıllar geçtikçe yeni ürünler geliştirmeye başladık. Buhar kazanları, buhar jeneratörleri ve kızgın yağ kazanları üretiminin yanı sıra, hidrofor ve genleşme tankları gibi yerli ürünler de portföyümüze eklendi. Ancak Wenta’nın en büyük gücü, insan kaynağıdır. Yetiştirdiğimiz sektörde deneyimli çalışma arkadaşlarımız birlikte takım ruhuyla çalışarak Wenta’yı bugünkü başarılı konuma getirdik. Birlikte zorlu günleri atlatmayı başardık ve şimdi Wenta, sektörde kendine saygın bir yer edinmiş durumda.
Eğitime büyük destek
Girişimciliğine devam eden Fatih Aydın, her yıl yeni ürünler üretmeye odaklandı. Yılda 4-5 ay yurtdışına müşteri ziyaretleri yapıyor ve ihracat ödülleri olan Wenta firmasını temsil ediyor. Şu anda 3 ilde 6 fabrikaları var ve ürünleri dünya çapında tanınmış durumda.
Ayrıca, üniversite öğrencileri, mühendisler ve teknikerler için Uygulamalı Buhar Okullu açan Wenta, her yıl ücretsiz olarak Buhar İçin Her Şey Kitabı’nı dağıtıyor. Sosyal sorumluluk ilkelerine bağlı kalarak Wenta burslarıyla eğitim alanında da destek olmaktadır.
Gelecekte ne yapmak istediği ve nasıl bir firma olacakları konusunda net hedefleri olan Fatih Aydın, “Büyümemize rağmen dinamik kalmayı amaçlıyoruz. Wenta’nın Türkiye’ye mal olması için gerekli yatırımları yapmayı ve uluslararası ortaklarla işbirlikleri kurmayı hedefledik. Kurumsal yapılarının içinde, kaliteli ürünler üreterek yeniliklere imza atan bir dünya firması olma vizyonuyla çalışacaklarını aktardı.”
Fatih Aydın’ın hikayesi, çocukluktan gelen mücadeleci ruhu ile engelleri aşarak başarıya giden bir yolculuktu…
