Armatür Derneği, yılsonunda 4 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşacağını öngörüyor
Armatür Derneği’nin 3 yılın sonunda, sektörün yüzde 60-70’ine ulaşan bir yapı haline geldiğine değinen Armatür Derneği Başkanı Gökhan Turan, derneğin gelişimine ilişkin şu noktaların altını çizdi: “Yaklaşık 20 kişi ile yola çıkmıştık ama bugün yaklaşık 80 üyeye sahibiz. Önümüzdeki dönemde sektörümüze özel bir çalıştay gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Ayrıca bu senenin sonunda toplam 4 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Önümüzdeki dönemde ya İSO olarak ya da ihracatçılar birliği olarak bir Ur-Ge yapmak istiyoruz. Bunu da özellikle Kuzey ve Güney Amerika olarak gerçekleştirmek istiyoruz. Ek olarak ayrıca VIP ticari heyetlerimiz olacak.”
Armatür Derneği’nin kuruluşundan bugüne kadar süreci değerlendirmenizi istesek, neler söylersiniz? Sizce dernek 3 yılda nasıl bir gelişim kat etti?
Armatür Derneği, bizim sektörümüzün ilk derneği olma özelliğini taşıyor. Bugüne kadar birkaç girişimde bulunulmuş ancak devamlılığı olmamış. Biz 3 senede, sektörün yüzde 60-70’ini temsil eden bir yapı haline geldik. Her geçen gün biraz daha büyüyor ve genişliyoruz. Her ay yeni üyelerimiz aramıza katılmaya devam ediyor. Biz Armatürü bir çatı olarak tanımlıyoruz. Bu çatının altında vana, musluk ve tesisat ekipmanları gibi birçok alt sektör bulunuyor. Kuruluşumuzun ardından sektörün yapısını ve büyüklüğünü araştırmaya başladık. Çünkü elimizde hiçbir veri yoktu ve hangi şirketin ihracat yaptığı ya da kaç kişi çalıştırdığı bilmiyorduk. Bu sebeple yaptığımız araştırma ve çalışmaların ardından ilk kez sektör raporumuzu oluşturduk. Bu raporun sektöre önemli katkılarda bulunduğunu ve bulunacağını düşünüyoruz. Hazırladığımız sektör raporuyla beraber dünyadaki yapı da ortaya çıktı. Dünya çapında Armatür ve tamamlayıcı ekipmanların 300 milyar dolarlık bir sektör büyüklüğüne ulaştığını gördük.
2022’de sektörümüz dolar bazında büyüdü. Büyümeye ve gelişmeye de devam ediyor. İthalat neticesinde iç pazar büyüklüğümüz de önemli bir büyüklüğe ulaştı. Tüm bunları topladığımızda, oldukça büyük bir sektör haline geldiğimizi söyleyebiliriz. Bundan da gurur duyuyoruz.
3 yıl boyunca Armatür sektöründe faaliyet gösteren birçok firma ile bir araya geldik. Rekaberlik dediğimiz bir kavram ortaya koyduk. Bu kavram, birbiriyle rakip olan firmaların ortak bir işbirliği kültürü ile hareket etmesi anlamına geliyor. Çünkü ortak bir bilinç ile hareket ettiğimizde, sektörün elde ettiği faydadan günün sonunda hepimiz yararlanıyoruz. Özetle; hepimizin öncelikli amacı, sektörü geliştirmek ve büyütmek. Hepimizin bu sektörde ticaret yaptığını düşündüğümüzde, bu tüm firmaların yararına oluyor. Bunun dışında dernek olarak fuarlara katılıyor, sektör buluşmaları düzenleyerek sanayicinin sorunlarına çözüm arıyor, ihracatı artırmaya yönelik eğitimler düzenliyor ve heyetler organize ediyoruz. Armatür Derneği olarak, sektörümüzü tanıtabilmek, büyütebilmek ve sorunları çözebilmek için büyük bir enerji ve memnuniyet ile çalışıyoruz.
Toplam üye sayınız şu anda nedir? Üye sayınızı artırmayı planlıyor musunuz?
Yaklaşık 20 kişi ile yola çıkmıştık ama bugün yaklaşık 80 üyeye sahibiz. 7’ye yakın üyelik de şu an beklemede. Üyelerimizin bizim sektörümüzdeki sanayici ve üretici firmalar olmasına dikkat ediyoruz. Buradaki en büyük kriterimiz, bu. Sektörün ne kadar geniş bir kesimine ulaşırsanız, gücünüz de o ölçüde artıyor. Bu nedenle bizim hedeflerimizden biri de bu sene itibarıyla üye sayımızı 100’e çıkarmak.
Bir sektörde birbiriyle benzer işler yapan firmaların aynı masaya oturması ve birbirleriyle iş yapmaya başlaması kolay değil. Bu bir süreçte biz de bu birlikteliğin faydalarını da görmeye başladık.
Derneğimizin yaşamasını ve gerçek anlamda uluslararası bir dernek olma vizyonu ile hareket etmesini amaçlıyoruz.
Üyelerinize sağladığınız avantajlardan bahseder misiniz? Üyelerinize sunduğunuz başlıca faydalar neler?
Armatür Derneği’nin yöneticileri olarak birçok STK’da görev almaya başladık. Bu sayede TİM, İTO ya da İSO gibi birçok kuruluşun imkanlarından faydalanmaya başladık. Buralardan gelen bilgileri, Whatsapp grubumuz üzerinden hızlıca üyelerimize iletiyoruz. Ayrıca önümüzdeki dönemde sektörümüze özel bir çalıştay gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bugüne kadar 2 kez TİM çatısı altında sektör buluşmaları düzenledik. Oraya neredeyse sektörün yüzde 90-95’i geldi. Bunun sonrasında ya İSO olarak ya da ihracatçılar birliği olarak bir Ur-Ge yapmak istiyoruz. Bunu da özellikle Kuzey ve Güney Amerika olarak gerçekleştirmek istiyoruz. Önümüzdeki dönemde ayrıca VIP ticari heyetlerimiz olacak. Özetle; yapılabilecek her şeyi yapmaya çalışıyoruz.
Eğitim ve Seminer Komitemiz tarafından CE ve G belgeleri ile alakalı İstanbul Sanayi Odası’nda eğitimler düzenlendi. Bunun dışında üyelerimizin farklı konularda uzmanlaşmalarını sağlamak adına kendi konusunda deneyimli ve bilgili eğitmenlerden eğitimler alıyoruz.
İhracat tarafındaki çalışmalarınızdan da biraz bahseder misiniz? İhracat oranlarınızı artırabilmek adına neler yapıyorsunuz?
Ben artık TİM’in (Türkiye İhracatçılar Meclisi) yönetiminde de yer alıyorum. Oradan da bize ciddi veriler geliyor. Biz her ay, derneğimiz vasıtasıyla sektörümüzün yaptığı ihracat rakamlarını yayınlıyoruz. Bu senenin sonunda toplam 4 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. İhracat Komitemizin çalışmaları doğrultusunda,“Armatür Online Meetings” konsepti ile düzenlenen ilk organizasyon olan Latin Amerika Online Ticaret Heyeti, 8 – 12 Mart 2021 tarihlerinde gerçekleştirdi. TC Ticaret Bakanlığı desteğiyle hayata geçirilen LATAM Heyeti ve B2B Görüşmeleri kapsamında Dernek üyesi 10 üretici firma, 12 Latin Amerika ülkesinden toplam 49 alıcı firma ile 100’ün üzerinde ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi.
Firmalarımızın yeni pazarlara girişini kolaylaştırmak ve ihracatlarını geliştirmek amacıyla derneğimiz ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) iş birliğiyle ilk defa “Armatür Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı’’ projesi hayata geçirilecek. Bahse konu projeye katılacak firmalarımız TC Ticaret Bakanlığı’nın “2010-8 Sayılı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” çerçevesinde sağladığı %75 oranında devlet desteğinden yararlanacak olup, ihtiyaç analizi, eğitimler ve ticaret/alım heyetleri için toplam masrafın sadece %25’lık kısmını ödeyeceklerdir.
Gerçekleştirdiğiniz ziyaretlerin Armatür Derneği’ne genel anlamda nasıl yarar sağladığını düşünüyorsunuz?
Öncelikle yeni insanlar tanıyoruz. Tanıştığımız insanlardan yeni fikirler elde ediyoruz. İkili ilişkilerin gelişmesi ile işbirlikleri ortaya çıkıyor. Sadece firmalarla değil, bakanlıklarla da birçok iş birliği yaptık. Bu mevcut sorunlarımızın çözümüne ilişkin daha hızlı aksiyon almamızı sağlıyor. Kısaca; gerçekleştirdiğimiz ziyaretler ve çalışmalar sayesinde, belli kurumların bizi artık tanıyor olması bizi mutlu ediyor ve geleceğe yönelik adımlarımıza ilişkin olarak da motive ediyor. Tanınmaya başladıkça, üye sayımız da artmaya devam ediyor.
Fuarlara bakış açınızdan bahseder misiniz? İleride Armatür sektörüne yönelik bir fuar düzenlemeyi planlıyor musunuz?
Uluslararası fuar organizasyonları günümüz globalleşen dünyasında uluslararası pazara açılmada önemli organizasyonlardır. Tüm sektörlerde olduğu gibi Armatür sektöründe de mevcut pazarlarını korumak ve yeni pazarlara açılmak için fuar organizasyonları çok önemlidir.
Sektörlerde yaşadığımız gelişmeler ve pazarda meydana gelen yeni oluşumlar rekabetin yoğun bir şekilde yaşadığı ortam doğurmuştur. Bugün artık sadece kaliteli mal üretip pazara sürmek başarı elde etmek ve satış yapabilmek için yeterli görülmemektedir. Çünkü günümüz koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekte ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır. Ayrıca, ziyaretçiler fuar alanında katılımcı firmaları karşılaştırma şansına sahip olduklarından ürünlerin performans fiyat kalite, hizmet açısından üstünlüklerini ortaya koymak için önemli bir fırsat yakalanmaktadır. Bizde Armatür Derneği olarak tüm bu husussuları göz önünde bulundurduğumuz için ilerleyen dönemlerde kendi fuarımızı yapmayı planlamaktayız.
Sektörün olumlu ve olumsuz taraflarıyla ilgili genel bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylersiniz?
Sektörümüzün olumlu yanları kadar belli başlı olumsuz yanları da bulunmakta. Bunların çözümü için var gücümüzle çalışıyoruz. KDV, tevkifat, ham madde sıkıntıları halen devam ediyor. Ayrıca biz sanayiciler olarak ihracatımızı ve üretim kapasitelerimizi arttırmak ve işletmelerimize daha çok yatırım yapmak istiyoruz ancak; Türkiye’de yatırım ortamını bozan en önemli unsurlardan biri de fabrika inşaat maliyetleri ve özellikle de arsa-arazi rantı. Sanayici bu kalemlere para yetiştirebilirse ancak makine teçhizat alıp tesisini büyütebiliyor. Sermaye büyük oranda toprağa ve betona gidiyor. Sanayici tüm parasını araziye, inşaat maliyetlerine yatırdığında teknolojiye, İnsan Kaynakları gibi önemli konulara yeteri kadar güç ve para ayıramıyor. Biz ise hem işimizi geliştirmek hem de Türkiye’de üretilmeyen birkaç katma değerli işleri yapmak istiyoruz. Her şey güçle ve işinize aktardığınız sermaye ile alakalı. Biz araziye ve binaya o kadar para ayırmasaydık sermayemiz doğrudan teknolojiye ve çalışanlara gidecekti. Sanayicinin arazi ve bina sorunun çözülmesi için devletimizin desteği ile TOKİ ile iş birliği yapılabilir ve buna benzer projeler ürütülerek kapasitelerimizin büyümesine olanak sağlanabilir. Hedefimiz her zaman ihracatımızı geliştirerek dünya pazarından çok daha büyük bir pay almak.
Sektörümüzün olumlu taraflarına gelecek olursak; artık sektör olarak değişen koşullara hızlı adapte olmayı öğrendik. Geçmişte pek çok kriz atlatmış sanayicilerimizin, reel kesimin, bu deneyimlerin de etkisiyle, hızla olumsuza dönen koşullara son derece esnek yanıt verecek kabiliyette olduğunu da gördük. İş dünyası olarak “önceliklendirmenin” gereğini ve katma değer sağlamanın yöntemlerini tekrar anlamamız gereken bir deneyim yaşadık. Hala da bu sürecin içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Sektör olarak, ürettiğimiz ürünlerin katma değeri yüksek ürünler. Ortalama ihracat rakamımız kilogram başına 10 USD civarında. Dördüncü Sanayi Devrimi’nin getirdiği yenilikçi teknolojilerin birçoğu sektörümüzde başarıyla üretilmekte ve uygulanmakta. Özellikle sağlıklı bir dönüşüm sürecinin en kritik öğelerinden şirket stratejisinde, iş yapış modellerinde ve organizasyonel yapılardaki dönüşüm gibi konularda rakip ülkelere göre aynı kalite de ürün üretmekteyiz. Programımız, Ar-Ge temalı faaliyetlerimiz başta olmak üzere tüm çalışmalarımızda ilgili kamu kurumlarımızla işbirliği ve istişare içindeyiz. Ülkemizde sürdürülebilir bir inovasyon ekosisteminin yaratılması hedefiyle kamu ve iş dünyasının işbirliği içinde hareket etmesinin kritik önemdedir.
Armatür Derneği’nin önümüzdeki döneme ilişkin planlamalarından bahseder misiniz? Yakın ve orta vadeli dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz?
Dernek olarak bizler kolektif olarak bir güç yaratmak istiyoruz. Zaten derneğimizin kuruluş amacı da budur.
Markalaşma önümüzdeki en büyük sıkıntıydı geçmişte. Avrupalı ya da dünyadaki rakiplerimize baktığımız zaman onlar çok ciddi marka oluşturabilmişler. Dernek olarak en büyük hedefimiz ulusal markalar çıkartabilmek. Sanayiyi bir zincir olarak düşünürsek her bir sanayi zincirin bir halkası, bir sanayinin diğer sanayiden üstün olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Kendi sektörüm de buna dâhil. Alınacak kararların tüm sanayi bir düşünülerek alınması gerektiğini düşünüyorum. Yapacağımız her çalışmada tüm sektörleri değerlendirmemiz gerekiyor. Derneğimizin yaşamasını ve gerçek anlamda uluslararası bir dernek olma vizyonu ile hareket etmesini amaçlıyoruz. Avrupa Vana ve Armatür Sanayicileri Derneği gibi diğer uluslararası sektör dernekleri ile iş birliklerinin kurulmasına yönelik adımlar atacağız. Dünya üzerinde bu yapıya benzer derneklerle iş birlikleri kuracağız.
Makine sanayisinde dijitalleşme, tam otomasyon ve akıllı makineler süreci hızla gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Bu nedenle Türkiye’de Armatür sanayisi de dijital dönüşüm konusuna gelişme ekseni olarak öncelik vermeli. Firmalarda, tüm süreçlerde, dijitalleşmenin yanı sıra üretilen ürünlerin de bu özelliklere sahip olması ana hedef olmalı. Yeni teknolojik araçların potansiyel teşvikler ile desteklenerek getirilmesi ile yeni ve katma değerli ürün çalışmalarının hızlandırılması için devlet desteklerinden her bir üyemizin haberdar olması ve faydalanması için çalışacağız. Armatür sektörü bazında pazar verileri takip edilmiyordu ve sektör kapsamı hakkında farklı fikirler bulunmuyordu. Biz sektör raporlarını düzenli olarak yayınlayarak, üyelerimizin pazar verilerini takibi ile sektör ortalamalarına göre analiz ve plan yapmasının önünü açacağız.
İhracat odaklı projelerimize ayrıca önem veriyoruz. İDDMİB çatısı altında sanal heyetleri fiziki ziyaretler ile pekiştireceğiz ve yine Armatür sektörüne özel Ur-Ge Projeleri ile ihracat odaklı çalışmalarımıza yoğunlaşacağız. Üniversite- sanayi iş birliği hem öğrencilerimiz hem de sektörümüz için büyük önem taşıyor. Genç öğrencilerimizin hepsi sektörümüzü daha da ileriye taşıyacak potansiyele sahip. Bizler de sektör olarak onların yanında olmaya devam edeceğiz. Hedeflerimiz arasında staj, istihdam, kalifiye personel gibi projeler var. Bunların ilk adımını çeşitli üniversiteler ile görüşerek attık. Gençler sektörümüzün geleceği. Bizler de gerçekleştireceğimiz projelerde onların yanında olmaya devam edeceğiz. Amacımız genç meslektaş adaylarımızı sektörümüze kazandırmak. STK’larda daha fazla yer alarak sektörümüz adına destek alabilmek, Armatür sektör kurullarının oluşturulması ve Yönetim Kurullarında yer ve görev almak için girişimlerimiz olacak. Armatür Derneği çatısı altında toplanan sektörümüz, diğer STK’larda aktif rol almasıyla sorunlarını el birliği ile çözebilecektir. İlgili Bakanlıklarda, öncelikli sektör olarak yer almalıyız.