“Son dönemde, HVAC teknolojilerini karşılaştırırken enerji verimliliğinin ana kriter haline geldiğini görmekteyiz”

Johnson Controls Türkiye ve Hazar Bölgesi Applied Satış Müdürü Volkan GÜVEN

“Son dönemde, HVAC teknolojilerini karşılaştırırken enerji verimliliğinin ana kriter haline geldiğini görmekteyiz”

“Bir binanın ya da bir tesisin en baskın enerji tüketimine ısıtma, soğutma, havalandırma ve klima (HVAC) sistemleri neden olmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak ise artan enerji verimi bilinci ile buna uygun mühendislik çözümleri giderek yaygınlaşmaktadır. Enerji verimli iklimlendirme sistemlerinin kullanımı ile konfor şartlarında bir azalma olmaksızın aynı performans değerleri daha düşük tüketim değerleri ile sağlanabilmektedir. Buna bağlı olarak da özellikle son dönemde, HVAC teknolojilerini karşılaştırırken enerji verimliliğinin ana kriter haline geldiğini görmekteyiz.

 

Elde edilecek tasarruf ile birlikte aynı performansı daha küçük cihazlarla ele edebildiğimiz bu durum, ilk yatırım maliyetlerine olumlu yansımaktadır. Aynı zamanda bu durumu etkileyen başka bir örnek vermek gerekirse; daha düşük tüketim, daha küçük elektriksel altyapı anlamına gelir. Bu da, kurulacak altyapılarda kablo çapı, trafo ve şalter gibi önemli ekipmanların ilk yatırım maliyetini düşürecektir. Yatırım maliyetlerinde bir külfet olarak görülen enerji verimli iklimlendirme sistemlerinin sektördeki algısının “tasarruf sağlayan çözümler” olarak değişmesinin, içinde bulunduğumuz dönemde yatırımcılar için adeta bir teşvik haline geldiğini söylemek mümkündür.

 

İklimlendirme sektörü, özellikle endüstri 4.0 sonrası dönemde teknolojik altyapı anlamında büyük ivme kazandı. Enerjinin verimli kullanılması adına yürütülen çalışmaları da hızlandıran bu teknolojik gelişmelerden sektörümüz özelinde de faydalanıldığını görmekteyiz. Frekans sürücüleri, fanların enerji verimliliğinde büyük fark yaratan komponentlerden biri. Klima santrallerinin fanlarında frekans sürücülerinin kullanılmasının yanı sıra EC motorlu fanların tercih edilmesi, enerji tüketiminin optimize edilmesi ve verimliliğin artırılması adına yapılması gereken başlıca adımlardan biridir. Bu durum enerji tüketiminde büyük rol oynayan su soğutma gruplarının kompresörleri için de geçerlidir. Chiller cihazlarında mümkün mertebe Frekans kontrollü modellerinin kullanılmasını tavsiye etmekteyiz. Enerji verimli sistemlerde, ürünün teknik özellikleri kadar sistem optimizasyonu da bir o kadar etkili bir faktördür. Tüm komponentlerin en verimli ve uyumlu şekilde birbiri ile çalışmasını sağlayacak olan optimizasyon ise otomasyon sistemleri ile elde edilmelidir.

 

Enerjinin sürdürülebilir ve yenilenebilir olması günümüz şartları için oldukça büyük önem arz etmektedir. Hem ilk yatırım hem de işletme sırasında oldukça önemli olmakla birlikte firmalar yenilenebilir enerjiye yönelik artan küresel talebe yanıt olarak ürün ve hizmet tekliflerini; güneş, biyokütle, rüzgar, geri dönüştürülmüş enerji, çöp gazı ile enerji, jeotermal enerji unsurlarını içerecek şekilde genişletiyor. Global seviyede, azalan maliyetleri ve olumlu ekonomik ve çevresel etkileri nedeniyle işletmelerden ve kuruluşlardan yenilenebilir enerji ile çalışan sistemlerin talebinin artması bekleniyor. En büyük fırsatı, yenilenebilir teknolojiler ile dijitalleşmeden doğacak olan sistemsel seviyedeki enerji verimliliği stratejilerinin getireceğine ve sıfır karbon salınımlı binaların ve esnek elektrik üretiminin gelecekte enerji ekonomisine çağ atlatan adımlar olacağına inanıyoruz.

 

Hem enerji hem de emisyon yoğunluğunu yüzde 25 azaltma hedeflerimize yönelik 2025 hedefimize ulaşmak için, enerji kullanımımızı küresel düzeyde, titizlikle değerlendiriyoruz. Üretim tesisleri, dağıtım merkezleri, servis merkezleri, ofisler, filolar ve dünya çapındaki diğer operasyonlar dahil olmak üzere küresel operasyonlarımızdan kaynaklanan çevresel performansı iyileştirmeye ve enerji tüketimini azaltmaya kararlıyız. Bunu başarmak için politikalar, hedefler ve yeni operasyonel uygulamalar geliştirdik. Hedeflerimize doğru ilerlemek için enerji kullanımımızı ve emisyonlarımızı küresel düzeyde takip ediyoruz.

 

Johnson Controls olarak amacımız, 2025 yılına kadar su sıkıntısı çeken tesislerimizde su tüketimini yüzde 10 azaltmaktır. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün katkısıyla hangi lokasyonlarımızın su kıtlığı altında olduğunu belirlemek için ayrıntılı bir analiz yaptık. Hem üretim hem de ofis binalarımızda tüketimi ölçüyor, su sızıntılarını tespit edip onarıyor, debimetreleri yeniden kalibre ediyor ve su tasarrufu sağlayan teknolojileri uyguluyoruz. Johnson Controls üretim merkezlerinde kullandığımız malzemeleri; müşteri gereksinimleri, kalite, maliyet ve diğer önemli faktörler dahil olmak üzere bir dizi kriter temelinde seçiyoruz. Çalışan eğitimi ve süreç iyileştirmeleri, geri dönüşümü kolay malzemelerin kullanımını artırma ve uygun olduğunda enerji verimli (Energy Star veya AB etiketli) ekipman satın alma yoluyla toplam tüketimi azaltmaya ve atıkları en aza indirmeye çalışıyoruz. Johnson Controls, HVAC, yangından korunma, güvenlik, bina yönetim sistemleri ve diğer bina  ekipmanlarında dünya lideridir. Ürünlerimiz, metaller ve soğutucu akışkanlar dahil birçok malzemenin kullanılmasını gerektirir. Ürettiğimiz metal ürünlerin çoğu minimum yüzde 30 geri dönüştürülmüş içeriğe sahip. Üretim sürecinde kullanılamayan malzemelerin geri dönüştürülmesini sağlamak için de çalışıyoruz. Örneğin, her yıl 4.500 ton hurda metali geri dönüştürmek için tedarikçilerimizle iş birliği yapıyoruz. Sunduğumuz ürünlerde sürekli olarak daha sürdürülebilir malzemeler kullanmaya çalışıyoruz.

 

Devrim niteliğindeki YORK® YZ manyetik yataklı santrifüj kompresörlü su soğutma grubumuz, dünyadaki en verimli soğutma grubu olma özelliğini taşımaktadır. YORK® YZ su soğutma grubu, yeni nesil düşük GWP soğutucu akışkanı ile birlikte nihai performans için tamamen optimize edilmiş olup mükemmel performansı, çok daha düşük ilk yatırım maliyeti ve yeni bir sürdürülebilirlik tanımını kullanıcıya sunaktadır. YORK® YZ su soğutma grubu, geleneksel santrifüjlü soğutuculara göre yüzde 35 daha iyi verimlilik sunarken, aynı zamanda piyasada bulunan geleneksel sistemlere göre yüzde 60’a kadar daha düşük soğutucu kullanımına ihtiyaç duyar.”

Önceki İçerik“Projelerde, tek bir sistemin enerjinin etkin kullanımı için doğru olduğunu söylemek yanlış olur”
Sonraki İçerik“Enerji verimli ürünlerin artması tüketicilere sağladığı katkının yanı sıra klima sektörüne de büyük katkı sağlıyor”