Gökçe Brülör Yönetim Kurulu Başkanı H. Ahmet İlhan:

“Çift yakıtlı brülör teknolojimiz ile ülkemizin enerjide bağımsızlık seferberliğini destekliyoruz”

 

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan doğal gaz krizi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı olumsuz etkiledi. Yaklaşık bir yıl önce yani dünyanın doğal gaz arzında sıkıntı yaşamaya başladığı dönemde uyarılarda bulunan Gökçe Brülör Yönetim Kurulu Başkanı H. Ahmet İlhan, uyarılarının üzerinden geçen bir yıllık süreci değerlendirdi.

 

“Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle son bir yılda dünyadaki doğalgaz fiyatları, stabil dönem fiyatları ile mukayese edildiğinde yaklaşık on kat arttı” diyen Gökçe Brülör Yönetim Kurulu Başkanı H. Ahmet İlhan, bu fiyat artışına rağmen ülkemizin doğalgaz tüketiminde ciddi bir azalma olmadığını; ancak doğalgaz fiyatlarında yaşanan artışın önemli bir kısmının kamu kaynakları ile sübvanse edildiğini açıkladı.

“Risk hala büyük ve alınan önlemler oldukça yetersiz”

 

  1. Ahmet İlhan değerlendirmelerine şu sözlerle başladı: “Doğal gaz arzında yaşanan sorunlar ve yükselen enerji fiyatları, Avrupa ülkelerinin yanı sıra Türkiye’yi de olumsuz etkiledi. Türkiye brülör pazarında, sıvı ve kombine (çift yakıtlı) brülörlerin satış adeti bir önceki yıl ile mukayese edildiğinde iki kat arttı. Bu veri, yapılan uyarıların kamuoyunda karşılık bulduğunun göstergesidir. Bununla beraber gaz yakıtlı cihaz satışları hala toplam satışın yüzde 90’ı civarında. Bu da olası riskler için yapılan uyarıların karşılık bulduğunu gösteriyor. Ancak risk hala büyük ve alınan önlemler oldukça yetersiz. Enerji maliyetleri; hem enflasyon ve makro ekonomik dengeler hem de sanayimizin rekabetçiliği açısından hala çok ciddi bir tehdit arz ediyor. Küresel akaryakıt fiyatları nispeten daha stabil seyrediyor. Bununla beraber doğal gaz boru hatlarına aşırı bağımlılığımız, bu stabilitenin ülkemizin enerji bütçe yönetimine yansımasını zorlaştırıyor. Ülkemizin bu bağımlılığına karşın enerji tedarikinde çeşitlilik imkânına sahip bazı ülkeler (Hindistan Çin, Güney Asya), enerji girdilerini daha uygun tedarik ederek, avantajlı konuma geçiyor. Bu ülkeler, petrol fiyatlarındaki stabiliteyi iyi değerlendirerek, doğal gaz tedarikinde fiyat avantajı sağlıyor. Sanayimizin söz konusu ülkelere karşı yaşamakta olduğu rekabet zorluğunda onların enerjide çeşitlilik averajlarının payı oldukça büyük. Anlaşılacağı üzere ülkemizdeki ve Avrupa kıtasındaki doğal gaz boru hatları, tedarik maliyetlerinde yıllarca avantaj elde etmemizi sağladı. Ancak bu durum aynı zamanda rehavet oluşturup, bizi alternatifsiz duruma da düşürdü. An itibariyle biz de Kıta Avrupa’sı ile beraber bu alternatifsizliğin bedelini çok ağır ödemekteyiz. Bu enerji sıkıntısı, küresel üretimin doğuya kayma sürecinin başka bir sebebini oluşturuyor. Ülke olarak bu sorunu çözmek adına daha hızlı ve radikal önlemler alınması zorunludur. Bu husustaki gecikme; ekonomik, sosyal ve endüstriyel açıdan telafi edilemez hasarlara sebep olabilir. Kritik tesislerde (kamu, özel, endüstri) doğal gazın (alternatif yakıt girdisi ile) yedeklenmesi alınacak önlemlerin başında geliyor.”

 

  1. Ahmet İlhan açıklamalarına şöyle devam etti: “Ülkemizde doğal gaz fiyatlarının petrolün iki katından daha fazla olduğu gerçeğinin yeterince farkında olunmadığını düşünüyorum. Bunun sebebi ise kamu maliyesinin akaryakıttan vergi alıp, doğal gazı sübvanse etmesidir. Diğer bir ifade ile kamu otoritesi, akaryakıt kullanımında bariyer oluşturup, doğalgaz kullanımını teşvik ediyor. Bu müdahale şekli küresel doğal gaz karteline karşı bizi biraz daha fazla zor duruma düşürüyor. Yani, kamu otoritesi sadece doğal gazı sübvanse etmekten vazgeçse, özel sektörde enerji girdi tercihinde rasyonel davranma sonucu ile enerji maliyetimiz düşecektir. Ayrıca bu durumun hem cari açık hem de bütçe açığı üzerinde ki olumsuz etkisi de ortadan kalkacaktır. Ülkemizde; bireysel ısıtma sistemlerinde kombi, merkezi ısıtma sistemlerinde ise (doğal gaz dışında yakıt seçeneği olmayan) premix brülörlü yakma sistemleri, alternatifsizlik durumumuzu daha da artırıyor. Maalesef bu teknolojiler ile kurulan kazan dairelerinde, doğal gaz dışında bir yakıt yakılamıyor. Binaların mimari yapısı da sonradan değişim yapılmasını zorlaştırabiliyor. Özellikle bölgemizdeki jeopolitik belirsizlikler, kamu politika yapıcılarının çok acil bazı önlemler almasını zorunlu hale getiriyor. Teknolojik, endüstriyel ve tarımsal olarak kendine yeter bir ülke olmak için enerji bağımlılığımızın azaltılması gerekiyor. Ülkemizin ‘ısı teknolojileri’ üretim altyapısı, bu bağımlılığı azaltmaya muktedirdir. Gökçe Brülör olarak, sektördeki 59 yıllık tecrübemiz, mühendislik kabiliyetimiz ve ileri teknolojilerimiz ile ürettiğimiz ‘çift yakıtlı (kombine) brülör’lerimizle, ülkemizin enerjide bağımsızlık seferberliğini destekliyoruz.

Önceki İçerikAnkara Büyükşehir Belediyesi Altınpark Kapalı Yüzme Salonu yapımında, Aldağ iklimlendirme sistemleri kullanıldı
Sonraki İçerikDaikin, eko tasarıma uygun ürünleriyle LOT21’de sektöre öncülük ediyor