FAF Vana, bu yıl da ‘En çok vana ihracatı yapan firma’ların birincisi oldu

 

FAF Vana İstanbul Bölge Müdürü Sedat Yalvaç, sektörden köşemizde İSİB Çalıştayı’nda ödül almanın kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğu ifade ediyor ve ekliyor; “2023 yılında ihracat alanındaki payımızı artırmak için yoğun bir çaba harcadık. Bu çabalarımız meyvesini verdi ve ihracat alanındaki payımızı belirgin bir şekilde artırdık.”

  • İSİB, geçtiğimiz günlerde düzenlenen Çalıştay’da, 2022 yılındaki başarılı ihracatçılarını ödüllendirdi ve sizler de ödül alan firmalar arasında yer aldınız? Başarınızın ardındaki bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Akabinde 2023 yılında ihracat alanındaki payınızı ne ölçüde artırdınız?

 

Evet, doğru. İSİB Çalıştayı’nda ödül almak büyük bir gurur kaynağı oldu. Bu başarıyı elde etmek için, firmamızın kaliteli ürünleri ve müşteri memnuniyetine odaklı stratejisi sayesinde önemli adımlar attık. Ayrıca, ekip çalışması ve sürekli iyileştirme yaklaşımımızın bu başarıdaki rolünü vurgulamak isterim.

2018-2019-2020-2022 yıllarında ‘en çok vana ihracatı yapan firma’ olarak birinci olmamızın, bizim ve ülkemiz için çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz.

2023 yılında ihracat alanındaki payımızı artırmak için yoğun bir çaba harcadık. Almanya, Rusya ve İtalya fuarlarına katılım sağladık. Yeni pazarlara açılma, müşteri portföyümüzü genişletme ve ürün yelpazemizi çeşitlendirme gibi stratejik adımlar attık. Bu çabalarımız meyvesini verdi ve ihracat alanındaki payımızı belirgin bir şekilde artırdık. Ancak, sadece bu başarıyı değil, aynı zamanda sürekli olarak müşteri ihtiyaçlarına uyum sağlamak için yaptığımız adaptasyonları da önemsiyoruz.

  • Sürdürülebilirlik açısından ihracatın önemini nasıl yorumluyorsunuz? Sizce ihracat oranlarını artırmak hangi açılardan önemli?

 

Sürdürülebilirlik açısından ihracatın önemini değerlendirirken birkaç önemli noktayı düşünebiliriz.

 

Çevresel etkinin azaltılması: İhracat, çeşitli ülkeler arasında mal ve hizmet alışverişini kapsar. Sürdürülebilir bir şekilde üretilen ve ticaret yapan şirketler, çevresel etkileri azaltabilir. Örneğin, enerji verimli üretim süreçleri ve düşük karbon ayak izine sahip taşıma yöntemleri kullanmak, küresel çevre sorunlarına karşı bir adım olabilir.

 

Sosyal ve ekonomik katkı: Sürdürülebilirlik sadece çevresel faktörlere odaklanmaz, aynı zamanda sosyal ve ekonomik etkileri de içerir. Sürdürülebilir üretim ve ticaret, yerel topluluklara istihdam sağlayarak ve adil ticaret uygulamalarını destekleyerek sosyal sorumlulukları yerine getirebilir.

 

Uluslararası itibar ve rekabet avantajı: Sürdürülebilirlik, günümüzde tüketiciler ve iş ortakları tarafından önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir. İhracat yapan bir firma olarak sürdürülebilir uygulamalara ağırlık vermek, uluslararası alanda itibar kazanmanıza ve rekabet avantajı elde etmenize yardımcı olabilir.

Yeşil pazarlara erişim: Bazı ülkeler ve bölgeler, sürdürülebilir ürün ve hizmetlere yönelik talepleri teşvik etmektedir. İhracat oranlarını artırmak için sürdürülebilir ürün ve çözümlere odaklanmak, bu yeşil pazarlara erişimi kolaylaştırabilir.

 

Uluslararası iş birlikleri: Sürdürülebilirlik, uluslararası iş birliklerini teşvik eder. Çeşitli ülkeler arasında ortak projeler ve çözümler geliştirmek, sürdürülebilirlik konusunda en iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlar.

 

İhracat oranlarını artırmak açısından sürdürülebilirlik, hem etik bir sorumluluk hem de uzun vadeli bir strateji olarak düşünülmelidir. Bu, hem çevresel hem de sosyal açıdan olumlu sonuçlar doğurabilir ve şirketin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunabilir.

 

  • 2024 ve devamındaki yıllarda ihracat alanında ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?

 

Önümüzdeki yıllarda ihracat alanındaki başarıyı sürdürmek ve büyütmek adına çeşitli stratejik çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. İşte bu hedeflere ulaşmak için düşündüğümüz bazı kilit çalışma alanları:

 

Pazar çeşitlendirmesi: Yeni ve potansiyel pazarları belirleyerek bu pazarlara açılmayı hedefliyoruz.

Mevcut pazarlardaki müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve bu doğrultuda ürün portföyümüzü geliştirmek.

Sürdürülebilirlik ve yeşil inovasyon: Ürünlerimizin ve üretim süreçlerimizin sürdürülebilirlik standartlarına uygunluğunu artırmayı amaçlıyoruz. Yeşil inovasyonu teşvik ederek çevresel etkimizi azaltacak çözümler üzerinde çalışıyoruz.

Dijital pazarlama ve E-Ticaret stratejileri: Dijital pazarlama ve e-ticaret platformları üzerinden global müşterilere ulaşmayı hedefliyoruz. Çevrimiçi varlığımızı güçlendirerek marka bilinirliğimizi artırmayı planlıyoruz.

Lojistik ve tedarik zinciri optimizasyonu: Lojistik süreçlerimizi iyileştirerek teslimat süreçlerini kısaltmak ve maliyetleri optimize etmek. Küresel tedarik zinciri içindeki etkinliği artırmak için stratejik iş ortaklıkları geliştirmek.

İş birlikleri ve ortak girişimler: Yerel ve uluslararası düzeyde stratejik iş birlikleri kurarak yeni fırsatlar yaratmayı planlıyoruz. Ortak girişimler ve ticaret anlaşmaları aracılığıyla işbirliği potansiyellerini değerlendirmek.

Personel gelişimi ve eğitim: Ekip üyelerimizin uluslararası pazarlarda çalışma ve kültürel çeşitliliği yönetme becerilerini geliştirmek için eğitim programları uygulamayı düşünüyoruz. Bu stratejik önceliklerle, önümüzdeki yıllarda ihracat alanındaki etkimizi güçlendirmeyi ve sürdürülebilir bir büyüme elde etmeyi amaçlıyoruz.

– İSİB’in 2028 yılı için sektör genelinde 10,6 milyar Dolarlık bir ihracat büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediğini biliyoruz. Bu konudaki yorumlarınız nelerdir? Bu doğrultuda sektörde ne gibi çalışmaların yapılmasını öngörüyorsunuz?

 

İSİB’in 2028 yılı için belirlediği 10,6 milyar Dolarlık ihracat hedefi, sektördeki büyüme potansiyelini yansıtan olumlu bir adımdır. Bu hedefin hırslı olması sektörün geleceğe dair güvenini ve kararlılığını göstermektedir. Bu bağlamda, sektörde gerçekleştirilmesi öngörülen çalışmalara odaklanılmalıdır.

 

Hedefe ulaşmak için stratejik planlama ve inovasyon ön planda olmalıdır. Yeni pazarlara açılma, ürün çeşitlendirmesi ve teknolojik ilerlemeler, sektörün büyüme stratejilerini belirlemede önemli rol oynamaktadır.

 

Küresel pazar analizi, sektörün rekabet avantajını güçlendirecek önemli bir faktördür. Pazar analizi ve rekabet değerlendirmesi, hedeflenen büyüklüğe ulaşmak için stratejilerin belirlenmesinde kritik bir rol oynar.

 

Eğitim ve kapasite geliştirme programları, sektördeki paydaşların uluslararası ticaret kuralları ve yenilikçi üretim süreçleri konusundaki bilincini artırmak için gereklidir.

 

Sektör içi iş birlikleri ve ortak projeler, hedefe ulaşmak adına kilit öneme sahiptir. Birlikte çalışma, sektördeki tüm paydaşların aynı hedefe odaklanmasını sağlar.

 

İhracat stratejileri sürdürülebilirlik prensiplerine dayandırılmalıdır. Çevre dostu üretim ve lojistik süreçleri, küresel pazarda rekabet avantajı sağlayarak çevresel sorumlulukları da yerine getirir.

 

İSİB’in belirlediği bu hedef, sektördeki paydaşları motive etmeli ve iş birliği içinde hareket etmeye teşvik etmelidir. Bu doğrultuda yapılan stratejik çalışmalar, Türkiye’nin küresel pazardaki gücünü artırabilir.

 

 

 

 

 

 

 

Önceki İçerikARMATÜR Derneği, sektörün geleceğini ve yeni ürünleri değerlendirdi
Sonraki İçerikAldağ, bir marka değerinin ardındaki gizli gücün satış sonrası hizmetler olduğunu vurguluyor