GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan BESLER
“Bakış açılarının değiştiği, ucuzun değil kaliteli ve sürdürülebilir olanın tercih edildiği bir yaklaşım içindeyiz”
“Plastik boru sektörü açısından değerlendirecek olursak, bu pazarda pek çok oyuncu ve ürün çeşitliliği bulunuyor. Müşteriye/kullanıcıya katma değeri olan ürünlerin öne çıkmaya başladığını düşünüyoruz -ki küresel yaklaşımlara baktığımızda da bunu görebiliyoruz. Uluslararası pazarda ürünlerin sahip olduğu kalite ve sertifikasyonlar değerlendiriliyor. Ürünlerin karbon emisyonlarına ait belgeleri talep ediliyor. Artık diyebiliriz ki; bakış açılarının değiştiği, ucuzun değil kaliteli ve sürdürülebilir olanın tercih edildiği bir yaklaşım içindeyiz. Bu değişime yanıt verebilen markalar ve ürünler ön planda olacaktır.
GF Hakan Plastik olarak Silenta ürünümüzle Türkiye’de sessiz boruyu üreten ilk firmayız. Biz bu konuda tek bir ürünle kalmadık ve farklı ihtiyaçlara yanıt verecek şekilde Silenta Premium, Silenta 3A, Silenta FR ve son olarak Silenta Extreme ile ürün ailesini genişlettik. GF Aquasystem PP-RCT ürünü, yeni ham maddesi ile daha zorlu koşullara karşı uzun ömürlü olması, daha az plastik malzeme kullanımı ile karbon ayak izini azaltması açısından fark yaratan bir ürünümüz. Son dönemde ürün grubumuza eklediğimiz Yerden Isıtma Sistemleri, ısınma ve enerji verimliliği konusunda tüm dünyada öne çıkan ürünler arasında yer alıyor. Hycleen Automation System, su hijyeni ve enerji verimliliği konusunda GF’in geliştirdiği bir sistem ve bunu yine Türkiye pazarına sunmaya başladık. İklim değişikliği ile gündemin farklı bir boyut kazanması; enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç; su kaynaklarının azalması nedeniyle sağlıklı ve temiz suya ulaşım konusunda farkındalığın artması; kalabalıklaşan şehirlerde bireylerin yaşam alanlarında konfor için taleplerinin değişmesi gibi etkenler geliştirilen ürünlerin yapısını etkilemeye devam edecektir.
Çerkezköy ve Şanlıurfa üretim tesislerimizde 2020 yılından bu yana enerji verimliliği üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. GF’nin 2025 stratejisi doğrultusunda planladığımız çalışmalarla enerji verimliliğinin %10 artırılması yönünde bir hedefimiz var. Bunun için bünyemizde oluşturduğumuz Enerji Yönetimi Birimi ile şirketin enerji politikasının güncellenmesi, KPI (Key Performance Indicator) oluşturup raporlanması, enerji yatırımlarının hayata geçirilmesi ve tüm şirket genelinde farkındalığın oluşturulması konularında çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalardan biri olan ÇOSB ile imzaladığımız protokol ile enerjimizi yenilenebilir kaynaklardan tedarik etmeye başladık. Çerkezköy üretim tesisinde 2021 yılı ikinci çeyreğinde satın alınan elektrik enerjisinin 80%’inin yenilenebilir kaynaklardan tedarik ettik ve I-REC sertifikası aldık. Böylece tesislerimizde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik tedarik edildiğini belgelendirmiş olduk. 2022 yılında da protokolümüze devam ediyoruz. Ayrıca 2021 yılında Enerji Bakanlığı onaylı bir danışmanlık şirketiyle çalışmaya başladık. Öncelikle Çerkezköy tesisimizde detaylı etüdler yapılarak bir yol haritası çıkarıldı. Bakım departmanımızla yardımcı tesislerde ön etüt çalışmaları yapıldı. 2021 yılında, 2020 yılına göre chillerlerde 10%, kompresörlerde 20%’ye yakın tasarruf sağladık. 2021 yılında 2020 yılına göre kwh/kg’da % 8,5 iyileştirme elde ettik. 2022 yılında da önemli çalışmalarımız olacak. ISO50001 Enerji Yönetim Sertifikasını almak, Enerji Yönetim Birimine bu konuda eğitimler düzenlemek, Verimlilik Artırıcı Projelere (VAP) odaklanmak gibi.
Yeni trendler ile birlikte, yeşil malzemelerin kullanımı, karbon ayak izi ve geri dönüştürülebilir maddeler gibi konular gündemi oluşturuyor. Bu konuda biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gerek üstyapı gerekse altyapı ürünlerimize artı değerler kazandırmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızdan biri Silenta Ürün Grubu ile Aquaystem PP-R & PP-RCT ürünlerimiz için almış olduğumuz Çevresel Ürün Beyanı (EPD) belgemiz. Diğer ürünlerimiz için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu belge şu anda firmaların gönüllülük yaklaşımı ile alınan bir belge olsa da ilerleyen dönemlerde özellikle ihracat pazarı için önemli olacaktır. Çünkü yakın gelecekte karbon ayak izi veya sürdürülebilir kaynak tüketiminin izlenebilmesinde kullanılacak göstergeler bakımından gerekli olacak, güvenilir veriler açısından zorunluluk haline gelecektir. Sürdürülebilir yapılardan dolayı oluşan pazarın yapı malzemelerinde EPD belgelendirmesinin yapılmasının istendiğini; sürdürülebilir yapı ya da yeşil bina sertifika sistemlerinde artık EPD belgeli yapı malzemelerinin kullanımının teşvik edildiğini görüyoruz.
Ürünlerimizin katkılarına örnek vermek gerekirse; mevcut sistemlerimizden Aquasystem PP-RCT Boru Sistemi, ince cidarlı yapısı ile toplam mekanik tesisat ağırlığının daha hafif olmasına katkıda bulunuyor. Daha az plastik kullanılarak üretilen borular, %36’ya kadar tesisat ağırlığının daha az hesaplanmasında etkili oluyor. Bu da hem boru üretiminde hem de boruların binaya taşınmasında daha az malzeme kullanımı anlamına geliyor. Daha uzun kullanım ömrü sunan PP-RCT Boru Sistemi, bina ömrü ile birlikte performans göstermesi ve sürekli değişim gerektirmemesi ile üretim, ham madde ve enerji verimliliği sağlıyor. Özellikle büyük bina komplekslerinde içme suyu tesisatlarının planlanması, kurulumu, işletilmesi ve bakımını güvenilir ve basit bir şekilde destekleyen Hycleen sistemimiz, tesisata giren suyun hijyenik ve sağlıklı kullanımının yanı sıra enerji tasarrufu konusunda da önemli sonuçlar sunuyor. Sıcak su sirkülasyonu yüksek katlı yapılarda önemli bir konudur. Sıcaklık değerlerinin ayarlanması ile suyun ısınması için boşa akışın önüne geçiliyor veya suyun ısınması için enerji kullanımını azaltıyor. Bu sayede %20-25 oranında bir enerji tasarrufu sağlanabildiğini söylemek mümkün.
Sektörde çok değerli markalar, yine sektörün gelişimine destek vermeye çalışan dernekler bulunuyor. Markalar ve dernekler olarak bu konuda hem iş ortaklarımızı hem de toplumu bilinçlendirme yönünde çalışmalarımızın artması gerektiğini düşünüyorum. Eğitim bizim için önemli bir konu, bunu hem kendi bünyemizde hem de desteklediğimiz çalışmalarla sıklıkla dile getiriyoruz. Çünkü ne kadar kaliteli bir ürün üretirseniz üretin, doğru uygulama yapılmadığı zaman sonuçlar size olumsuz olarak yansıyor. Yönetmelikler, gelişen koşullar doğrultusunda güncelleniyor ve kullanılacak malzeme kriterleri belirleniyor. Biz üreticiler, sektör ihtiyaçları kadar yönetmelikleri de yakından takip ediyor ve ürünlerimize artı değerler katmaya çalışıyoruz. Ancak bu konuda denetimlerin de daha düzenli yapılması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.”